Hz. Ali anlatıyor:
"Bir gün Ömer'i, binekli olarak ve telaş içinde, hızlı hızlı giderken gördüm;
"Ya emire'l-müminin nereye gidiyorsun?" diye sordum.
"Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum" diye cevap verdi.
O zaman ben: "İnan ki, senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!" dedim. Bunun üzerine şöyle konuştu:
"Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur!"
"Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilahi Ömer'den sorar onu!"
Hz. Ali anlatıyor:
"Bir gün Ömer'i, binekli olarak ve telaş içinde, hızlı hızlı giderken gördüm;
"Ya emire'l-müminin nereye gidiyorsun?" diye sordum.
"Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum" diye cevap verdi.
O zaman ben: "İnan ki, senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!" dedim. Bunun üzerine şöyle konuştu:
"Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer'den sorulur!"
"Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilahi Ömer'den sorar onu!"