Bu kitap, Hz. Peygamber'e Yahûdî ve Hristiyanlar'ın yönelttikleri soruları ve cevaplarını incelemektedir. Çalışma, İslami kaynaklar esas alınarak hazırlanmıştır. Zaten bu konuda Yahûdî ve Hristiyanlar'ın ilk hicrî asırlarda yazılmış kaynak niteliğinde kitapları bulunmamaktadır. Konuyla ilgili müracaat edilecek kaynaklar, Kur'ân-ı Kerîm ve hadîslerdir.
Sorular ve cevaplar; bahsi geçen meselelere İslamiyet'in, Yahudilik'in ve Hristiyanlık'ın yaklaşımlarını yansıtmaktadır. İncelenen mevzuları, Hz. Peygamber'in ve ehl-i kitabın karşılıklı tavırları açısından da değerlendirmek mümkündür. Hz. Peygamber, Yahûdî ve Hristiyanlar'ın İslamiyet'i kabul etmeleri için gayret sarfetmiştir. Tebliğ görevi gereği onlarla pekçok görüşme yapmıştır. Hatta bir keresinde Yahudiler, Hz. Peygamber'e “Ey Ebu'l-Kasım, sen dâvetini yaptın” demişler, o (s.a.) da “Benim istediğim budur” diye buyurmuş (Buhârî, İ'tisâm 18), görevini hakkıyla yerine getirdiğini onların da kabul etmelerini sağlamıştır. Hz. Peygamber, çeşitli usûllerle İslâm'a dâvet gayreti içindeyken Yahûdîler ve Hristiyanlar soru sormaya gelmekle, Hz. Peygamber'e istediği fırsatı vermiş oluyorlardı. Ehl-i kitab; soruları, çoğunlukla mücadele aracı olarak kullanırken Hz. Peygamber, kendisine sorulan soruları İslâm Dini'ni tebliğ etmek için bir imkân olarak değerlendiriyordu.
Bu kitap, Hz. Peygamber'e Yahûdî ve Hristiyanlar'ın yönelttikleri soruları ve cevaplarını incelemektedir. Çalışma, İslami kaynaklar esas alınarak hazırlanmıştır. Zaten bu konuda Yahûdî ve Hristiyanlar'ın ilk hicrî asırlarda yazılmış kaynak niteliğinde kitapları bulunmamaktadır. Konuyla ilgili müracaat edilecek kaynaklar, Kur'ân-ı Kerîm ve hadîslerdir.
Sorular ve cevaplar; bahsi geçen meselelere İslamiyet'in, Yahudilik'in ve Hristiyanlık'ın yaklaşımlarını yansıtmaktadır. İncelenen mevzuları, Hz. Peygamber'in ve ehl-i kitabın karşılıklı tavırları açısından da değerlendirmek mümkündür. Hz. Peygamber, Yahûdî ve Hristiyanlar'ın İslamiyet'i kabul etmeleri için gayret sarfetmiştir. Tebliğ görevi gereği onlarla pekçok görüşme yapmıştır. Hatta bir keresinde Yahudiler, Hz. Peygamber'e “Ey Ebu'l-Kasım, sen dâvetini yaptın” demişler, o (s.a.) da “Benim istediğim budur” diye buyurmuş (Buhârî, İ'tisâm 18), görevini hakkıyla yerine getirdiğini onların da kabul etmelerini sağlamıştır. Hz. Peygamber, çeşitli usûllerle İslâm'a dâvet gayreti içindeyken Yahûdîler ve Hristiyanlar soru sormaya gelmekle, Hz. Peygamber'e istediği fırsatı vermiş oluyorlardı. Ehl-i kitab; soruları, çoğunlukla mücadele aracı olarak kullanırken Hz. Peygamber, kendisine sorulan soruları İslâm Dini'ni tebliğ etmek için bir imkân olarak değerlendiriyordu.