Geleneksel edebiyatın dünyayı birebir resmetmeye dayalı realist eğilimi günümüzde tarihe karışmak üzere. Edebiyatın konusu ne gerçekçilerin dış dünyası ne de romantiklerin iç dünyaları artık. ‘İblis'in Son Savunması' bu yeni yaklaşımın çok özel bir örneği kabul edilebilir. Murat Kapkıner, bu romanında yeni yazınsal gelişmelerin içinde ilerleyerek, ironi ve trajedinin, uyku ve uyanıklığın, rüya ve gerçekliğin yazar ve karakterlerin birbirine karıştıkları bir dünyayı kurmakla başlıyor işe. Giderek, özne/nesne, tasarım/gerçeklik temeline dayalı geleneksel yapıtın aksine, ortalıkta saf perspektiflerin uçuştuğu bir fantazmagorik görüntü oyunu yapı oluşuyor. Elinizdeki bu çalışmada, geleneksel metinlerden farklı olarak, roman karakterlerinin ontolojik statüleri kaydırılıp; etten ve kemikten kahramanların yerine, salt dilden oluşan, kendi kurgul varoluşlarının bilincinde, postmodern literatürün deyimiyle ‘sözcükten adamlar' (homologos) geçiriliyor. -Efkan Bahri Eskin-
Geleneksel edebiyatın dünyayı birebir resmetmeye dayalı realist eğilimi günümüzde tarihe karışmak üzere. Edebiyatın konusu ne gerçekçilerin dış dünyası ne de romantiklerin iç dünyaları artık. ‘İblis'in Son Savunması' bu yeni yaklaşımın çok özel bir örneği kabul edilebilir. Murat Kapkıner, bu romanında yeni yazınsal gelişmelerin içinde ilerleyerek, ironi ve trajedinin, uyku ve uyanıklığın, rüya ve gerçekliğin yazar ve karakterlerin birbirine karıştıkları bir dünyayı kurmakla başlıyor işe. Giderek, özne/nesne, tasarım/gerçeklik temeline dayalı geleneksel yapıtın aksine, ortalıkta saf perspektiflerin uçuştuğu bir fantazmagorik görüntü oyunu yapı oluşuyor. Elinizdeki bu çalışmada, geleneksel metinlerden farklı olarak, roman karakterlerinin ontolojik statüleri kaydırılıp; etten ve kemikten kahramanların yerine, salt dilden oluşan, kendi kurgul varoluşlarının bilincinde, postmodern literatürün deyimiyle ‘sözcükten adamlar' (homologos) geçiriliyor. -Efkan Bahri Eskin-