İstanbul'da ilk matbaa, 1493 yılında Yahudiler tarafından kurulmuştur. Müslüman tebaaya ait ilk matbaa ise 1727 yılında İbrahim Müteferrika'nın öncülüğünde kurulmuştur. Müteferrika matbaasında basılan ilk kitap, Vankulu Lügatı'dır. Bu eserin basımı, 1729 yılında tamamlanmıştır. Müteferrika matbaası kurulana kadar Osmanlı'nın gayrimüslim tebaaları Yahudi, Ermeni ve Rumlar matbaacılık faaliyetleri yürütmüşlerdir.
İbrahim Müteferrika öncesi yaklaşık iki buçuk asırlık zaman dilimindeki Yahudi matbuatıyla ilgili neler olup bittiğini ele alan bu eser, kültür tarihimiz açısından önemli bir konuya ışık tutmayı amaçlamaktadır. Ümidimiz, bu çalışmanın, istanbul Yahudileri arasındaki ilmi ortam ve kitap kültürü hakkında okurlara temel bilgiler sağlamasıdır. Burada listelediğimiz eserlerin ayrı ayrı içerik analizlerinin yapılması ve basıldığı tarihlerde İstanbul'daki siyasi, dini ve sosyal gelişmeler ışığında yorumlanması, şüphesiz eserin basım şartlarını, basım gerekçesini ve bağlamını anlamada çok büyük önem arz etmektedir. Bu tür bir detaylı analiz, bundan sonraki çalışmaların konusu olup konuya ilgili duyan akademisyen ve araştırmacıların himmetini beklemektedir.
İstanbul'da ilk matbaa, 1493 yılında Yahudiler tarafından kurulmuştur. Müslüman tebaaya ait ilk matbaa ise 1727 yılında İbrahim Müteferrika'nın öncülüğünde kurulmuştur. Müteferrika matbaasında basılan ilk kitap, Vankulu Lügatı'dır. Bu eserin basımı, 1729 yılında tamamlanmıştır. Müteferrika matbaası kurulana kadar Osmanlı'nın gayrimüslim tebaaları Yahudi, Ermeni ve Rumlar matbaacılık faaliyetleri yürütmüşlerdir.
İbrahim Müteferrika öncesi yaklaşık iki buçuk asırlık zaman dilimindeki Yahudi matbuatıyla ilgili neler olup bittiğini ele alan bu eser, kültür tarihimiz açısından önemli bir konuya ışık tutmayı amaçlamaktadır. Ümidimiz, bu çalışmanın, istanbul Yahudileri arasındaki ilmi ortam ve kitap kültürü hakkında okurlara temel bilgiler sağlamasıdır. Burada listelediğimiz eserlerin ayrı ayrı içerik analizlerinin yapılması ve basıldığı tarihlerde İstanbul'daki siyasi, dini ve sosyal gelişmeler ışığında yorumlanması, şüphesiz eserin basım şartlarını, basım gerekçesini ve bağlamını anlamada çok büyük önem arz etmektedir. Bu tür bir detaylı analiz, bundan sonraki çalışmaların konusu olup konuya ilgili duyan akademisyen ve araştırmacıların himmetini beklemektedir.