Bu hikâye aşka inanmayanların bundan sonra aşk için en azından bir şey yapmalarını öğrenmeleri için yazıldı.
Aşk her zaman kazanacaktır ama siz bir kazanıp bir kaybedeceksiniz…
Şatafatlı bir dünyanın içinde, aşkla yaşarken, birden kenar mahallede yapayalnız bir dünyaya gözlerini açan bir adamın sıra dışı hayat hikâyesidir bu kitap.
Son model lüks arabalarla dolaşırken birden pis kokulu bir derenin içinde çamurlar içinde yürüyüp kendine yeni bir hayat kurmaya çalışan bu adama ne oldu?!
Anlatılanlar tamamen gerçektir. Kişiler tamamen gerçektir, yaşananlar tamamen gerçektir. Mekânlar bildiğiniz mekânlar, İstanbul'un yüksek kaldırımları ve İstanbul'un arka mahalleleri. Pala bıyıklı adamlarla, ipek takım elbiseler arasında geçen bir hikâye. Bu hikâyedeki tek bilemeyeceğiniz kişi Yavuz Kocaoğlu'dur. Her iki kültürün içinde kendini tamamen oraya ait hissedebilen bir adamın hikâyesi. Parlak ışıklar içindeyken hafif bir kendini beğenmişlik ve mutlulukla geçen zamanların ardından, kırık kapılı odaevin de soba üzerinde kestane hayaliyle mutlu olabilen bir adamın tamamen gerçek hikâyesi, “İçime Giren Neydi?”
Güzel bir kadına nefessiz kalana kadar âşık olduktan sonra hayatı değişen, ihanete uğradıktan sonra yeniden hayata tutunup ayağa dimdik kalkabilen bu adam sizi şaşırtacak, bazen hüzünlendirecek, bazen kahkahayla güldürecek.
Aşkın en romantik halini sevgilisine yaşatırken ihanetle cevap alan bu adamın öyküsünü okurken ders alacaksınız hayata dair. Onun çelişkileri sizin de içinize işleyecek. Görünen bir tablo çiziyor gözleriniz önüne. Dikkatle okuyun, göreceksiniz onun naif ruhunu, aşkı önemseyen çocuksuluğunu ve gururunu, pişmanlıklarını ve başkaldırışını. Hayatı aykırılıklarla geçen Yavuz Kocaoğlu'nun dünyaya bir mesajıdır bu kitap.
İnsanlar onun ünlülerle yaşadıklarını yazmasını bekliyordu, çünkü o sosyetenin garsonuydu. Altıncı hislerinin ona sunduğu dünyayı yazabileceğini de düşünüyorlardı. Ama o tüm zayıflıklarını ve kırılganlığını, yani tuttu en olmayacak şeyi; AŞK'ı yazdı.
Bu hikâye aşka inanmayanların bundan sonra aşk için en azından bir şey yapmalarını öğrenmeleri için yazıldı.
Aşk her zaman kazanacaktır ama siz bir kazanıp bir kaybedeceksiniz…
Şatafatlı bir dünyanın içinde, aşkla yaşarken, birden kenar mahallede yapayalnız bir dünyaya gözlerini açan bir adamın sıra dışı hayat hikâyesidir bu kitap.
Son model lüks arabalarla dolaşırken birden pis kokulu bir derenin içinde çamurlar içinde yürüyüp kendine yeni bir hayat kurmaya çalışan bu adama ne oldu?!
Anlatılanlar tamamen gerçektir. Kişiler tamamen gerçektir, yaşananlar tamamen gerçektir. Mekânlar bildiğiniz mekânlar, İstanbul'un yüksek kaldırımları ve İstanbul'un arka mahalleleri. Pala bıyıklı adamlarla, ipek takım elbiseler arasında geçen bir hikâye. Bu hikâyedeki tek bilemeyeceğiniz kişi Yavuz Kocaoğlu'dur. Her iki kültürün içinde kendini tamamen oraya ait hissedebilen bir adamın hikâyesi. Parlak ışıklar içindeyken hafif bir kendini beğenmişlik ve mutlulukla geçen zamanların ardından, kırık kapılı odaevin de soba üzerinde kestane hayaliyle mutlu olabilen bir adamın tamamen gerçek hikâyesi, “İçime Giren Neydi?”
Güzel bir kadına nefessiz kalana kadar âşık olduktan sonra hayatı değişen, ihanete uğradıktan sonra yeniden hayata tutunup ayağa dimdik kalkabilen bu adam sizi şaşırtacak, bazen hüzünlendirecek, bazen kahkahayla güldürecek.
Aşkın en romantik halini sevgilisine yaşatırken ihanetle cevap alan bu adamın öyküsünü okurken ders alacaksınız hayata dair. Onun çelişkileri sizin de içinize işleyecek. Görünen bir tablo çiziyor gözleriniz önüne. Dikkatle okuyun, göreceksiniz onun naif ruhunu, aşkı önemseyen çocuksuluğunu ve gururunu, pişmanlıklarını ve başkaldırışını. Hayatı aykırılıklarla geçen Yavuz Kocaoğlu'nun dünyaya bir mesajıdır bu kitap.
İnsanlar onun ünlülerle yaşadıklarını yazmasını bekliyordu, çünkü o sosyetenin garsonuydu. Altıncı hislerinin ona sunduğu dünyayı yazabileceğini de düşünüyorlardı. Ama o tüm zayıflıklarını ve kırılganlığını, yani tuttu en olmayacak şeyi; AŞK'ı yazdı.