1936-1939 yılları arasında İspanya bir içsavaş yaşadı. Bu savaş, cumhuriyetçilere karşı savaşan faşist cephenin utkusuyla sona erdi. Faşist rejim, siyasal suç işlediklerini öne sürdükleri 300.000'in üstünde cumhuriyet yanlısını tutuklayıp cezaevine doldurdu. İçsavaştan yenilgiye çıkan faşist cephenin komutanı General Francisco Franco hem hükümetin başına geçti hem de ordu yönetimini elinde tuttu. Mussolini'nin "Duçe" Hitler'in "Führer" lakaplarına karşılık Franco da kendisine "Şef, diktatör" anlamına gelen "Caudillo" adını uygun buldu.
Meclis doğrudan doğruya Franco'nun seçtiği üyelerden oluşuyordu. Bütün yetkileri elinde tutan diktatör, her istediği yasayı meclisten kolayca çıkarabiliyordu. En büyük desteği de kiliseden görüyordu.
Çok sıkı bir sansür, yazarlara, ozanlara nefes aldırmıyordu. Bu yüzden de eleştirilerini satır aralarına yerleştiren, okuyucularla yazarlar arasında simgelere dayanan bir uzlaşma kurulan, başka bir ülkede pek benzeri görülmeyen yeni bir roman biçemi ortaya çıktı.
1940-1962 yılları arasını kuşatan döneme, İspanyol yazın tarihçileri "Savaş sonrası yazını" adını vermekte oybirliğine varmış gibidirler. Çünkü bu dönemin kendine özgü bir karakteri bir biçemi ve dil anlayışı vardır.
Bu kitapta içsavaş sonrasının en önemli 12 romancısı ele alınmış ve özellikle bu yazarların, bu anlamsız kardeş kavgasını açık ya da kapalı bir biçimde konu edinen romanları üzerinde durulmuştur. Bu kitabı okurken bir yandan romanın en olumsuz koşullarda bile eleştiri görevini nasıl yerine getirdiğine tanık olacak bir yandan da içsavaş denen felaketin bir toplumu nelere sürüklediğini göreceksiniz.
1936-1939 yılları arasında İspanya bir içsavaş yaşadı. Bu savaş, cumhuriyetçilere karşı savaşan faşist cephenin utkusuyla sona erdi. Faşist rejim, siyasal suç işlediklerini öne sürdükleri 300.000'in üstünde cumhuriyet yanlısını tutuklayıp cezaevine doldurdu. İçsavaştan yenilgiye çıkan faşist cephenin komutanı General Francisco Franco hem hükümetin başına geçti hem de ordu yönetimini elinde tuttu. Mussolini'nin "Duçe" Hitler'in "Führer" lakaplarına karşılık Franco da kendisine "Şef, diktatör" anlamına gelen "Caudillo" adını uygun buldu.
Meclis doğrudan doğruya Franco'nun seçtiği üyelerden oluşuyordu. Bütün yetkileri elinde tutan diktatör, her istediği yasayı meclisten kolayca çıkarabiliyordu. En büyük desteği de kiliseden görüyordu.
Çok sıkı bir sansür, yazarlara, ozanlara nefes aldırmıyordu. Bu yüzden de eleştirilerini satır aralarına yerleştiren, okuyucularla yazarlar arasında simgelere dayanan bir uzlaşma kurulan, başka bir ülkede pek benzeri görülmeyen yeni bir roman biçemi ortaya çıktı.
1940-1962 yılları arasını kuşatan döneme, İspanyol yazın tarihçileri "Savaş sonrası yazını" adını vermekte oybirliğine varmış gibidirler. Çünkü bu dönemin kendine özgü bir karakteri bir biçemi ve dil anlayışı vardır.
Bu kitapta içsavaş sonrasının en önemli 12 romancısı ele alınmış ve özellikle bu yazarların, bu anlamsız kardeş kavgasını açık ya da kapalı bir biçimde konu edinen romanları üzerinde durulmuştur. Bu kitabı okurken bir yandan romanın en olumsuz koşullarda bile eleştiri görevini nasıl yerine getirdiğine tanık olacak bir yandan da içsavaş denen felaketin bir toplumu nelere sürüklediğini göreceksiniz.