İdari Suç ve Cezalarda Kanunilik İlkesi üzerine yapılan bu çalışma ülkemizde ilk eserdir. Eserin yalnızca bir kısmı değil, bütün kısımları ilk olma özelliğini taşımaktadır. Gerçi ülkemizde biçimsel kanunilik ilkesi olarak adlandırılan "suç ve cezada kanunilik"(nullum crimen nulla poena sine lege) ilkesi üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Ancak yapılan bu çalışmalarda gerçek anlamda kanunilik ilkesini oluşturmasa da kanunilik ilkesinin diğer bir türünü oluşturan "maddi"(öze yönelik) kanunilik ilkesi, alt ilkeleri temelinde incelenememiş ve bu ilkeyle biçimsel kanunilik ilkesi arasındaki farklar doyurucu bir şekilde ortaya konulamamıştır. Çalışmada bu eksiklik giderildiği gibi ilk defa olarak birbiriyle çok karıştırılan tipiklik ilkesi ile kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi arasındaki ilişkilere değinilmiş ve idare hukukunda geçerli olan kanunilik türleri üzerinde ayrıntılı bir inceleme yapılmıştır.
Son yıllarda idari suç ve cezalar "moda" olmasına karşın gerek Dünyada gerekse Türkiye'de idari suç ve cezaların kuramsal temeli doyurucu bir şekilde ortaya konulamamıştır. Üstelik ülkemizde idari suç ve ceza alanında yoğun bir şekilde kavram kargaşa ve keşmekeşine rastlanılmaktadır. Elinizdeki yapıt, idari suç ve cezalara kuramsal dayanak oluşturma çabası içerisine girmesi, idari suç ve cezaların kendisiyle çok karıştırılan diğer kavram ve hukuka aykırı fiillerle farkını ortaya koyması ve idari suç ve cezalarda kanunilik ilkesinin uygulamasını irdelemesi bakımlarından da "öncü" (pioneering) bir rol oynamaktadır.
Türkiye'de olanakların sınırlı olması yüzünden belirli bir alanda bilimsel çalışma yapmak oldukça büyük güçlükler göstermektedir. Bu güçlük, disiplinler arası çalışma alanlarında daha da fazla artmaktadır. Bu çalışma alanı, ceza hukuku-idare hukuku-özel hukuk-kamu yönetimi bilim dallarının kesişimini gerektirdiği için çalışmanın yürütülmesinde yoğun güçlüklerle karşılaşılmış, Türk idare hukukunun esin kaynağı olan Fransa'da bile idari suç ve ceza alanında yeterli kuramsal çalışmalar yapılamaması yüzünden zorluklar katmerlenmiştir. Nitekim çalışmanın tamamlanabilmesi için dört yıl boyunca yoğun bir çalışma yürütülmüş ve yalnızca Fransızca kaynaklar yetmediği için İngilizce, Almanca ve İtalyanca yazılan kaynaklara da başvurulmuştur.
İdari Suç ve Cezalarda Kanunilik İlkesi üzerine yapılan bu çalışma ülkemizde ilk eserdir. Eserin yalnızca bir kısmı değil, bütün kısımları ilk olma özelliğini taşımaktadır. Gerçi ülkemizde biçimsel kanunilik ilkesi olarak adlandırılan "suç ve cezada kanunilik"(nullum crimen nulla poena sine lege) ilkesi üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Ancak yapılan bu çalışmalarda gerçek anlamda kanunilik ilkesini oluşturmasa da kanunilik ilkesinin diğer bir türünü oluşturan "maddi"(öze yönelik) kanunilik ilkesi, alt ilkeleri temelinde incelenememiş ve bu ilkeyle biçimsel kanunilik ilkesi arasındaki farklar doyurucu bir şekilde ortaya konulamamıştır. Çalışmada bu eksiklik giderildiği gibi ilk defa olarak birbiriyle çok karıştırılan tipiklik ilkesi ile kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi arasındaki ilişkilere değinilmiş ve idare hukukunda geçerli olan kanunilik türleri üzerinde ayrıntılı bir inceleme yapılmıştır.
Son yıllarda idari suç ve cezalar "moda" olmasına karşın gerek Dünyada gerekse Türkiye'de idari suç ve cezaların kuramsal temeli doyurucu bir şekilde ortaya konulamamıştır. Üstelik ülkemizde idari suç ve ceza alanında yoğun bir şekilde kavram kargaşa ve keşmekeşine rastlanılmaktadır. Elinizdeki yapıt, idari suç ve cezalara kuramsal dayanak oluşturma çabası içerisine girmesi, idari suç ve cezaların kendisiyle çok karıştırılan diğer kavram ve hukuka aykırı fiillerle farkını ortaya koyması ve idari suç ve cezalarda kanunilik ilkesinin uygulamasını irdelemesi bakımlarından da "öncü" (pioneering) bir rol oynamaktadır.
Türkiye'de olanakların sınırlı olması yüzünden belirli bir alanda bilimsel çalışma yapmak oldukça büyük güçlükler göstermektedir. Bu güçlük, disiplinler arası çalışma alanlarında daha da fazla artmaktadır. Bu çalışma alanı, ceza hukuku-idare hukuku-özel hukuk-kamu yönetimi bilim dallarının kesişimini gerektirdiği için çalışmanın yürütülmesinde yoğun güçlüklerle karşılaşılmış, Türk idare hukukunun esin kaynağı olan Fransa'da bile idari suç ve ceza alanında yeterli kuramsal çalışmalar yapılamaması yüzünden zorluklar katmerlenmiştir. Nitekim çalışmanın tamamlanabilmesi için dört yıl boyunca yoğun bir çalışma yürütülmüş ve yalnızca Fransızca kaynaklar yetmediği için İngilizce, Almanca ve İtalyanca yazılan kaynaklara da başvurulmuştur.