“Dünyada yaşamak isteyen milletler, kendilerini müstakil fikirli etmek ve zaman geçirme ve zamanın terakkisi ile beraber terakki etmek için siyasi ve maddi, iktisadi ve içtimai işlerini zamanın gereğine uygun olarak yenilemeye ve düzenlemeye mecburdur. Bu işleri meydana getirmek, bu millet içindeki ilimli ve marifetli, fikirli ve bilimli kişilerin önderleri olarak önden yürümek ve milleti kendi artlarında bırakmadan bir taraftan öne hareket etmeleri ile olur. Yeryüzünde halifelik etmeyi dileyen kendilerini kıymetli ve yetkin hesap eden ümmetler için bu şeyler hiçbir zaman değişmeden, bozulmadan duran kaidelerdir. Bu kaidelerle hesaplaşmayan kavimlerin cezaları takdirleri yeryüzünde ziraattır, halifelik kılmak değil, belki başkalarına esirlik içtimai ve iktisadi ve siyasi işlerde iflas ve fakirlikten ibarettir. Milletlerin hallerini araştıranlar ve ümmetlerin yaşamlarını yok eden kavimlerin tarihlerini okuyanlar ve dikkat edip fikir yürütenler bu sözlerin haklılığında şüphe etmezler.”
Rızaeddin Fahreddin
“Dünyada yaşamak isteyen milletler, kendilerini müstakil fikirli etmek ve zaman geçirme ve zamanın terakkisi ile beraber terakki etmek için siyasi ve maddi, iktisadi ve içtimai işlerini zamanın gereğine uygun olarak yenilemeye ve düzenlemeye mecburdur. Bu işleri meydana getirmek, bu millet içindeki ilimli ve marifetli, fikirli ve bilimli kişilerin önderleri olarak önden yürümek ve milleti kendi artlarında bırakmadan bir taraftan öne hareket etmeleri ile olur. Yeryüzünde halifelik etmeyi dileyen kendilerini kıymetli ve yetkin hesap eden ümmetler için bu şeyler hiçbir zaman değişmeden, bozulmadan duran kaidelerdir. Bu kaidelerle hesaplaşmayan kavimlerin cezaları takdirleri yeryüzünde ziraattır, halifelik kılmak değil, belki başkalarına esirlik içtimai ve iktisadi ve siyasi işlerde iflas ve fakirlikten ibarettir. Milletlerin hallerini araştıranlar ve ümmetlerin yaşamlarını yok eden kavimlerin tarihlerini okuyanlar ve dikkat edip fikir yürütenler bu sözlerin haklılığında şüphe etmezler.”
Rızaeddin Fahreddin