Yerli müsteşriklerin Sünnet-i seniyye ile başı pek hoş değildir. Elbette bu tavırlarını Sünnete karşı doğrudan ve açıkça cephe alarak belli etme yanlışına düşmezler. Bunun yerine pek çok hadisin akla ve Kurana uymadığından, genel olarak haber-i vahidlerin doğruluğundan emin olmanın imkânsızlığından, uydurma vakıasından söz etmeyi tercih ederler...
Elinizdeki kitabın, ağırlıklı olarak Hadis sahasıyla ilgili makalelerden oluşmasının en temel sebebi budur. Sünnetin ve Hadisin bilincimizdeki yeri muhafaza edilirse, cüzi yalpa lamaların kimliğimizi etkileyecek istikamet sapmalarına dönüşmesi mümkün olmayacaktır.
Varisi bulunduğumuz devasa mirasın önce anlaşılması ve idrak edilmesi, arkasından da tasdik ve müdafaa edilmesi, itikadımızı da, fıkhımızı da murad-ı ilahi doğrultusunda şekillendiren Sünnet-i seniyyenin merkezi konumunun muhafazası ile mümkün olabilecektir.
Makalelerin kaleme alınış tarihleri 1990lı yılların başından 2006ya kadar geniş bir yelpazeyi kuşatmaktadır. Bir kısmı muhtelif dergilerde neşredilmiş bulunan, bir kısmı ise herhangi bir mevkutede yer almayan bu yazıların, sahih Din tasavvurunun idrak ve tasdikine katkı sunması temel arzumuzdur.
Yerli müsteşriklerin Sünnet-i seniyye ile başı pek hoş değildir. Elbette bu tavırlarını Sünnete karşı doğrudan ve açıkça cephe alarak belli etme yanlışına düşmezler. Bunun yerine pek çok hadisin akla ve Kurana uymadığından, genel olarak haber-i vahidlerin doğruluğundan emin olmanın imkânsızlığından, uydurma vakıasından söz etmeyi tercih ederler...
Elinizdeki kitabın, ağırlıklı olarak Hadis sahasıyla ilgili makalelerden oluşmasının en temel sebebi budur. Sünnetin ve Hadisin bilincimizdeki yeri muhafaza edilirse, cüzi yalpa lamaların kimliğimizi etkileyecek istikamet sapmalarına dönüşmesi mümkün olmayacaktır.
Varisi bulunduğumuz devasa mirasın önce anlaşılması ve idrak edilmesi, arkasından da tasdik ve müdafaa edilmesi, itikadımızı da, fıkhımızı da murad-ı ilahi doğrultusunda şekillendiren Sünnet-i seniyyenin merkezi konumunun muhafazası ile mümkün olabilecektir.
Makalelerin kaleme alınış tarihleri 1990lı yılların başından 2006ya kadar geniş bir yelpazeyi kuşatmaktadır. Bir kısmı muhtelif dergilerde neşredilmiş bulunan, bir kısmı ise herhangi bir mevkutede yer almayan bu yazıların, sahih Din tasavvurunun idrak ve tasdikine katkı sunması temel arzumuzdur.