Mondros Mütarekesi'nin ardından İtilaf Devletleri İstanbul'a yerleşir ve birçok asker, sivil ve aydın sorgusuz sualsiz tutuklanarak, o dönemde İngiltere'nin sömürgesi olan Malta adasına sürülür. İngilizlerin 10 Mart 1919 tarihli tutuklama listesinde, dönemin önemli devlet adamlarından Fethi Okyar da bulunmaktadır. Fethi Bey için önce Bekirağa Bölüğü'nde ve sonra Malta'da geçen iki yıllık esaret hayatı başlar.
Fethi Bey'in 30 Mayıs 1921'de serbest kalıncaya kadar Malta'da geçirdiği sıkıntılı günlerin tek tesellisi eşi Galibe Hanım'la mektuplaşmalarıdır. Ardında bıraktığı memleketine ve ailesine özlemini kelimelere döktüğü mektuplarında nasıl haksızlığa uğradığını da sık sık yazar. Galibe Hanım'a serbest kaldıktan ancak bir yıl sonra kavuşabilir ve bu süre boyunca da yazmaya devam eder.
Fethi Okyar'ın mektupları Malta sürgünlerinin gündelik yaşamını, ortak düşünce ve kaygılarını, memleketin içinde bulunduğu durumu anlatırken, bir devlet adamı ve entelektüelin iç dünyasına da ışık tutuyor.
Mondros Mütarekesi'nin ardından İtilaf Devletleri İstanbul'a yerleşir ve birçok asker, sivil ve aydın sorgusuz sualsiz tutuklanarak, o dönemde İngiltere'nin sömürgesi olan Malta adasına sürülür. İngilizlerin 10 Mart 1919 tarihli tutuklama listesinde, dönemin önemli devlet adamlarından Fethi Okyar da bulunmaktadır. Fethi Bey için önce Bekirağa Bölüğü'nde ve sonra Malta'da geçen iki yıllık esaret hayatı başlar.
Fethi Bey'in 30 Mayıs 1921'de serbest kalıncaya kadar Malta'da geçirdiği sıkıntılı günlerin tek tesellisi eşi Galibe Hanım'la mektuplaşmalarıdır. Ardında bıraktığı memleketine ve ailesine özlemini kelimelere döktüğü mektuplarında nasıl haksızlığa uğradığını da sık sık yazar. Galibe Hanım'a serbest kaldıktan ancak bir yıl sonra kavuşabilir ve bu süre boyunca da yazmaya devam eder.
Fethi Okyar'ın mektupları Malta sürgünlerinin gündelik yaşamını, ortak düşünce ve kaygılarını, memleketin içinde bulunduğu durumu anlatırken, bir devlet adamı ve entelektüelin iç dünyasına da ışık tutuyor.