Kenneth Rexroth, Amerikalı şair, deneme yazarı ve anarşist kimliğiyle tanınmaktadır. İlk baskısı 1974 yılında İngilizce olarak yayımlanan bu kitap, birçok çalışmada kaynak kitap olarak gösterilmiştir.
Bu kitabı bir şair kaleme aldı. Peki, bir şairi tarih kitabı, dahası komünalizmin tarihini yazmaya iten şey ne olabilir?
İlk Kaynaklarından Yirminci Yüzyıla Komünalizm Tarihi, Avrupa'da iktidar ve sermaye pratiklerinin dışında ortak mülkiyet ve dayanışmayla kurulu bir toplumsallığın kendisini Hristiyanlığın Avrupa'daki gelişimi boyunca, krallara ve kiliseye karşı nasıl var etmeye çalıştığını; farklı isimlerle ve eğilimlerde de olsa ana akım Hristiyan inancının dışında ve ötesinde cemaatleşmeler yoluyla nasıl yayıldıklarını; gelişimlerini, yenilgilerini ve tekrar ortaya çıkışlarını anlatıyor. Bu kitap, dünyanın küçük bir parçası ve kısa bir zaman diliminde sarayların, kralların, lordların değil toplumsal olanın tarihini anlatıyor ve bu bakımdan tarihi tersten okuma işine girişiyor.
Özgürlük ve eşitlik tutkusu, itaat kabul etmeyen isyancı bir ruh, aldatılmışlık, yenilgi, her şeye rağmen direniş, keder ve aşk, anlam dolu ve özgürlükçü bir yaşam... Bu belki de tarihin bizi söyletme sorumluluğu ile karşı karşıya bıraktığı bir şiirdir.
“Esasında 1918 öncesi “komünizm” sözcüğü, devlet sosyalizminin radikal, devrimci formlarından biri olan Bolşeviklerce temsil edilen Sol Sosyal Demokrasi'ye işaret etmiyor, tam aksine, şu veya bu biçimde devleti lağv etmek isteyip sosyalizmin ana meselesinin iktidarı almaktan çok ondan uzaklaşarak onun, toplumun baskıcı olmayan insani ilişkilerin hüküm sürdüğü organik bir cemaat haline getirilmesiyle ilgili olduğuna inanan insanları anlatıyordu.”
Kenneth Rexroth, Amerikalı şair, deneme yazarı ve anarşist kimliğiyle tanınmaktadır. İlk baskısı 1974 yılında İngilizce olarak yayımlanan bu kitap, birçok çalışmada kaynak kitap olarak gösterilmiştir.
Bu kitabı bir şair kaleme aldı. Peki, bir şairi tarih kitabı, dahası komünalizmin tarihini yazmaya iten şey ne olabilir?
İlk Kaynaklarından Yirminci Yüzyıla Komünalizm Tarihi, Avrupa'da iktidar ve sermaye pratiklerinin dışında ortak mülkiyet ve dayanışmayla kurulu bir toplumsallığın kendisini Hristiyanlığın Avrupa'daki gelişimi boyunca, krallara ve kiliseye karşı nasıl var etmeye çalıştığını; farklı isimlerle ve eğilimlerde de olsa ana akım Hristiyan inancının dışında ve ötesinde cemaatleşmeler yoluyla nasıl yayıldıklarını; gelişimlerini, yenilgilerini ve tekrar ortaya çıkışlarını anlatıyor. Bu kitap, dünyanın küçük bir parçası ve kısa bir zaman diliminde sarayların, kralların, lordların değil toplumsal olanın tarihini anlatıyor ve bu bakımdan tarihi tersten okuma işine girişiyor.
Özgürlük ve eşitlik tutkusu, itaat kabul etmeyen isyancı bir ruh, aldatılmışlık, yenilgi, her şeye rağmen direniş, keder ve aşk, anlam dolu ve özgürlükçü bir yaşam... Bu belki de tarihin bizi söyletme sorumluluğu ile karşı karşıya bıraktığı bir şiirdir.
“Esasında 1918 öncesi “komünizm” sözcüğü, devlet sosyalizminin radikal, devrimci formlarından biri olan Bolşeviklerce temsil edilen Sol Sosyal Demokrasi'ye işaret etmiyor, tam aksine, şu veya bu biçimde devleti lağv etmek isteyip sosyalizmin ana meselesinin iktidarı almaktan çok ondan uzaklaşarak onun, toplumun baskıcı olmayan insani ilişkilerin hüküm sürdüğü organik bir cemaat haline getirilmesiyle ilgili olduğuna inanan insanları anlatıyordu.”
