Yunan felsefesi ve buna dayanarak biçimlenen düşüncenin insanlık tarihine yaptığı en büyük katkı “zihnin keşfedilmesi”dir. Bu “keşfin” sonucunda oluşan düşünceleri, onları temsil eden filozofları, kuramlarını ve bunların arkalarında yatan sistematik yöntemleri bilmeden ilkçağ felsefesinin doğru bir biçimde kavranamayacağı açık bir gerçektir. İşte buradan hareketle beş ciltlik bu eserin yazarı Prof. Dr. Ahmet Arslan kitabı yazarken izlemeye çalıştığı yöntemin “filozofların kendi eserlerine, birincil kaynaklara dayanmak” olduğunu ve böylelikle okurun “filozofun metniyle doğrudan karşılaşma” imkanına sahip olacağını dile getiriyor. Prof. Dr. Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi'nin Helenistik Dönem Felsefesi'ne ayırdığı dördüncü cildinde Epicurosçuluğu, Stoacıları ve Septikleri ele alıyor. Arslan, Helenistik felsefe okulları içinde en çok hakkı yenilen Epikurosçuluğu, Epikuros ve Lucretius'un görüşlerinden yola çıkarak tahlil ettikten sonra bu okullar içinde en uzun ömürlü olan Stoacılığı ele almakta, Stoacı mantığın Aristoleles mantığından farklarını ortaya koymakta; Septiklerin Batı düşünce dünyasının yanısıra Doğu'daki etkilerini de incelemektedir. Eserde sözkonusu felsefe okullarının doğa ve ahlak felsefeleri, varlık ve mantık kuramları ile evren anlayışları zengin örneklerle irdelenmektedir.
Yunan felsefesi ve buna dayanarak biçimlenen düşüncenin insanlık tarihine yaptığı en büyük katkı “zihnin keşfedilmesi”dir. Bu “keşfin” sonucunda oluşan düşünceleri, onları temsil eden filozofları, kuramlarını ve bunların arkalarında yatan sistematik yöntemleri bilmeden ilkçağ felsefesinin doğru bir biçimde kavranamayacağı açık bir gerçektir. İşte buradan hareketle beş ciltlik bu eserin yazarı Prof. Dr. Ahmet Arslan kitabı yazarken izlemeye çalıştığı yöntemin “filozofların kendi eserlerine, birincil kaynaklara dayanmak” olduğunu ve böylelikle okurun “filozofun metniyle doğrudan karşılaşma” imkanına sahip olacağını dile getiriyor. Prof. Dr. Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi'nin Helenistik Dönem Felsefesi'ne ayırdığı dördüncü cildinde Epicurosçuluğu, Stoacıları ve Septikleri ele alıyor. Arslan, Helenistik felsefe okulları içinde en çok hakkı yenilen Epikurosçuluğu, Epikuros ve Lucretius'un görüşlerinden yola çıkarak tahlil ettikten sonra bu okullar içinde en uzun ömürlü olan Stoacılığı ele almakta, Stoacı mantığın Aristoleles mantığından farklarını ortaya koymakta; Septiklerin Batı düşünce dünyasının yanısıra Doğu'daki etkilerini de incelemektedir. Eserde sözkonusu felsefe okullarının doğa ve ahlak felsefeleri, varlık ve mantık kuramları ile evren anlayışları zengin örneklerle irdelenmektedir.