İlkçağ'da İzmir Kentin, En Eski Çağlardan İ.S. 324'e Kadar Tarihi

Stok Kodu:
9789750500251
Boyut:
16.00x23.00
Sayfa Sayısı:
533
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
A History of the City from the Earliest Times to 324 A.D
9789750500251
386147
İlkçağ'da İzmir
İlkçağ'da İzmir Kentin, En Eski Çağlardan İ.S. 324'e Kadar Tarihi
34.00

Kuruluşlarından, coğrafi konumlarından ve asıl olarak tarihî serüvenlerinden ötürü önemli ve şanslı sayılan bazı kentler vardır. Bu değerlendirmeler ölçeğinde bu şansı en fazla yüklenmiş şehirlerden biridir İzmir. Nitekim kent sadece bu unsurları barındırmakla kalmamış, hem tarihî özellikleri hem de doğal güzellikleri bakımından da ayrıca ve önemle anılmayı hak etmiştir. İzmir, belki de bu yüzden, yüzyıllardır kentte yaşamış, orayı mesken tutmuş, şehre gelip geçmiş seyyahları, bilim insanlarını, tarihçileri ve araştırmacıları adeta araştırmaya/incelemeye tahrik etmiştir. İşte C. J. Cadoux da aynı zamanda doğum yeri olan bu kentin büyüsüne kapılan araştırmacıların en önemlilerinden biridir. İlkçağ'da İzmir kitabı, nicelik ve nitelik açısından bir kentin İlkçağ tarihi ile ilgili yapılmış çalışmaların içinde -haklı olarak- çok önemli bir üne de sahiptir. Yazar oldukça titiz ve kapsamlı bir biçimde yaptığı çalışmasını önce doktora tezi olarak hazırlar. Ancak çalışmaları süresince İzmir tarihinden oldukça etkilenir ve ardından daha kapsamlı bir çalışmaya girişir. Sonuçta elinizdeki bu anıt eser meydana çıkar. Eser yalnızca dönemin kuru bilgisini aktarmaktan ibaret olmayıp, aynı zamanda ilgilisi için hoş, anektodal bölümler de ihtiva eder. Örneğin Cadoux, İzmir'in İlkçağ tarihini araştırdığı kitapta yer yer kentin o zaman ne kadar bakir ve güzel olduğunu da okuyucuya hatırlatmadan edemez. Aristeides'in ilkçağlarda İzmir'in sembolü Meles Çayı ile ilgili tasviri bu açıdan oldukça etkileyicidir; "Meles, denizden uzak olmayan bir yerde mağaracıklar, evler ve ağaçlar arasında yerden çıkar, bir yarma kanal içinde dinginlikle, köpüklenmeden, hızlanmadan akıp denize karışır. Ve burada balıktan bol bir şey yoktur. Bu balıklardan bazıları kıyıya gelen insanların elinden yiyecek alacak kadar insanlara alışıktır. Kaval çalındığında sanki sarhoşmuş gibi dans edercesine takla atarlar..." İzmir'in kelimenin tam anlamıyla didik didik edilmiş İlkçağ tarihini resmeden bu kitap, C. J. Cadoux'dan İletişim okurlarına bir armağan aslında.

Kuruluşlarından, coğrafi konumlarından ve asıl olarak tarihî serüvenlerinden ötürü önemli ve şanslı sayılan bazı kentler vardır. Bu değerlendirmeler ölçeğinde bu şansı en fazla yüklenmiş şehirlerden biridir İzmir. Nitekim kent sadece bu unsurları barındırmakla kalmamış, hem tarihî özellikleri hem de doğal güzellikleri bakımından da ayrıca ve önemle anılmayı hak etmiştir. İzmir, belki de bu yüzden, yüzyıllardır kentte yaşamış, orayı mesken tutmuş, şehre gelip geçmiş seyyahları, bilim insanlarını, tarihçileri ve araştırmacıları adeta araştırmaya/incelemeye tahrik etmiştir. İşte C. J. Cadoux da aynı zamanda doğum yeri olan bu kentin büyüsüne kapılan araştırmacıların en önemlilerinden biridir. İlkçağ'da İzmir kitabı, nicelik ve nitelik açısından bir kentin İlkçağ tarihi ile ilgili yapılmış çalışmaların içinde -haklı olarak- çok önemli bir üne de sahiptir. Yazar oldukça titiz ve kapsamlı bir biçimde yaptığı çalışmasını önce doktora tezi olarak hazırlar. Ancak çalışmaları süresince İzmir tarihinden oldukça etkilenir ve ardından daha kapsamlı bir çalışmaya girişir. Sonuçta elinizdeki bu anıt eser meydana çıkar. Eser yalnızca dönemin kuru bilgisini aktarmaktan ibaret olmayıp, aynı zamanda ilgilisi için hoş, anektodal bölümler de ihtiva eder. Örneğin Cadoux, İzmir'in İlkçağ tarihini araştırdığı kitapta yer yer kentin o zaman ne kadar bakir ve güzel olduğunu da okuyucuya hatırlatmadan edemez. Aristeides'in ilkçağlarda İzmir'in sembolü Meles Çayı ile ilgili tasviri bu açıdan oldukça etkileyicidir; "Meles, denizden uzak olmayan bir yerde mağaracıklar, evler ve ağaçlar arasında yerden çıkar, bir yarma kanal içinde dinginlikle, köpüklenmeden, hızlanmadan akıp denize karışır. Ve burada balıktan bol bir şey yoktur. Bu balıklardan bazıları kıyıya gelen insanların elinden yiyecek alacak kadar insanlara alışıktır. Kaval çalındığında sanki sarhoşmuş gibi dans edercesine takla atarlar..." İzmir'in kelimenin tam anlamıyla didik didik edilmiş İlkçağ tarihini resmeden bu kitap, C. J. Cadoux'dan İletişim okurlarına bir armağan aslında.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat