Hiç şüphesiz yüce Robbimiz kitabı Kur'ân-ı Kerim'i muhafaza etmek için sebepler yarattığı gibi, en sevgili kulu Muhammed aleyhisselâm'ın aziz sünnetini de akıllara durgunluk verecek derecede mesailerle muhafazasını sağlayacak sebepler yaratmıştır. Sayılı varaklarla hayatını konu ettiğimiz muhoddislerin önderi, fakihlerin seyyidi Muhammed b. İsmail el-Buhari'nin ümmetin ittifakiyla bu sebeplerden biri olduğu muhakkaktır. Öyle ki bu durum bazı muhaddisleri onun hakkında, 'O sanki sadece hadis için yaratılmıştır." demeye sevk etmiştir. Sadece yaşadığı çağı ilmi ve irfanıyla aydınlatmakla kalmayan İmam Buhari ardında bıraktığı emsalsiz eserleriyle her çağda İslam ümmetinin yolunu güneş misali aydınlatmaya devam etmektedir. Onun böyle bir nimete ve muvaffakiyete erişmesi her şeyin fevkinde yüce Allah'ın lütfunda ve Rasulü'ne karış karış harfiyen ittiba etmesinde aranmalıdır. Bu noktadan hareket ederek ahir zaman ümmetinin salahının da felahının da sadece ve sadece peygamberinin kutlu yoluna uymakta olduğunu ve bunun dışındaki her yönelişin zarara, ziyana doğru atılmış adımlar olduğu iyice bilinmelidir.
Doğrusu İmam Buhari'nin hayatını kaleme almak, bizlerde iki duyguyu canlandırdı. Birincisi; kitabına aldığı her hadisten önce boy abdesti alıp, iki rekat namaz kılıp, Allah'a istiharede bulunmak gibi fevkalade bir gayretin ve hassasiyetin sahibi olan bu rehber insanın hayatını yazmanın zorluğu ve ağırlığı ki biz bu ağırlığın altından kalkamayacak kadar zayıfız. İkincisi; onun hayatını araştırmanın, incelemenin, kaleme almanın bizler için tartışılmaz bir ganimet olduğu gerçeğidir ki bundan dolayı yüce Rabbimize kelimatının ve mahlukatının adedince hamdu sena ederiz. Tevfikin mutlak sahibi yüce Rabbimizden niyazımız, bu sayılı yaprakları yazanı da, okuyanı da İmam Buhari'nin hayatından olabildiğince müstefid kılmasıdır.
Hiç şüphesiz yüce Robbimiz kitabı Kur'ân-ı Kerim'i muhafaza etmek için sebepler yarattığı gibi, en sevgili kulu Muhammed aleyhisselâm'ın aziz sünnetini de akıllara durgunluk verecek derecede mesailerle muhafazasını sağlayacak sebepler yaratmıştır. Sayılı varaklarla hayatını konu ettiğimiz muhoddislerin önderi, fakihlerin seyyidi Muhammed b. İsmail el-Buhari'nin ümmetin ittifakiyla bu sebeplerden biri olduğu muhakkaktır. Öyle ki bu durum bazı muhaddisleri onun hakkında, 'O sanki sadece hadis için yaratılmıştır." demeye sevk etmiştir. Sadece yaşadığı çağı ilmi ve irfanıyla aydınlatmakla kalmayan İmam Buhari ardında bıraktığı emsalsiz eserleriyle her çağda İslam ümmetinin yolunu güneş misali aydınlatmaya devam etmektedir. Onun böyle bir nimete ve muvaffakiyete erişmesi her şeyin fevkinde yüce Allah'ın lütfunda ve Rasulü'ne karış karış harfiyen ittiba etmesinde aranmalıdır. Bu noktadan hareket ederek ahir zaman ümmetinin salahının da felahının da sadece ve sadece peygamberinin kutlu yoluna uymakta olduğunu ve bunun dışındaki her yönelişin zarara, ziyana doğru atılmış adımlar olduğu iyice bilinmelidir.
Doğrusu İmam Buhari'nin hayatını kaleme almak, bizlerde iki duyguyu canlandırdı. Birincisi; kitabına aldığı her hadisten önce boy abdesti alıp, iki rekat namaz kılıp, Allah'a istiharede bulunmak gibi fevkalade bir gayretin ve hassasiyetin sahibi olan bu rehber insanın hayatını yazmanın zorluğu ve ağırlığı ki biz bu ağırlığın altından kalkamayacak kadar zayıfız. İkincisi; onun hayatını araştırmanın, incelemenin, kaleme almanın bizler için tartışılmaz bir ganimet olduğu gerçeğidir ki bundan dolayı yüce Rabbimize kelimatının ve mahlukatının adedince hamdu sena ederiz. Tevfikin mutlak sahibi yüce Rabbimizden niyazımız, bu sayılı yaprakları yazanı da, okuyanı da İmam Buhari'nin hayatından olabildiğince müstefid kılmasıdır.