Çalışmamız, Şiilik düşüncesinin olgunlaştığı ve bir mezhep şekline dönüşmeye başladığı bir dönem olan ve aynı zamanda Abbasilerin Emevi devletini yıkarak kendi yönetimlerini kurmalarına şahid olan 2. hicri yüzyılda, Haşim Oğulları içindeki imamet mücadelesini çeşitli açılardan incelemeyi amaçlamaktadır. Ümeyye Oğulları ile Haşim Oğulları arasındaki liderlik mücadelesi ve bu mücadele sürecindeki dini-siyasi oluşumlar ve neticeleri birçok araştırmacı ve yazarın dikkatini çekmişken, Haşim Oğulları içinde yaşanan ve zaman olarak da Emevi dönemine kadar uzanan siyasi temelli iç çekişmeler akademik araştırmalar açısından fazla ilgi odağı oluşturmamıştır.... Çalışmamızın asıl amacı, söz konusu mücadele ortamında yaşanan savaşları, isyanları klasik tarih perfpektifiyle ele almak değildir. Araştırmamızın ana konusunu, "meşru" liderin (imamın) kimliği üzerinde karşılıklı yapılan argüman atışmaları ve spekülatif izah tarzları oluşturmaktadır. Sanki, savaş alanlarının dışında bambaşka bir savaş yaşanmıştır. Mektup satırlarında, minberlerde verilen hutbelerde veya sarayda yapılan münazaralarda karşılıklı öne sürülen hususlar, aynen bir silah gibi kullanılmıştır. Taraflarca müslüman kamuoyunu yönlendirmek için o dönemde gündeme getirilen meselelerin birçoğu, daha sonraki dönemlerde mezhebi oluşumların inanç prensipleri haline gelebilmiştir. Bu nedenle, çalışmamızın ana konusunu çevreleyen dönemin, tarafların, oluşumların ve bunlar arasındaki mevcut ilişkilerin tarihi ve ideolojik arkaplarının verilmesi konuyu daha anlaşılır kılacaktır.
Çalışmamız, Şiilik düşüncesinin olgunlaştığı ve bir mezhep şekline dönüşmeye başladığı bir dönem olan ve aynı zamanda Abbasilerin Emevi devletini yıkarak kendi yönetimlerini kurmalarına şahid olan 2. hicri yüzyılda, Haşim Oğulları içindeki imamet mücadelesini çeşitli açılardan incelemeyi amaçlamaktadır. Ümeyye Oğulları ile Haşim Oğulları arasındaki liderlik mücadelesi ve bu mücadele sürecindeki dini-siyasi oluşumlar ve neticeleri birçok araştırmacı ve yazarın dikkatini çekmişken, Haşim Oğulları içinde yaşanan ve zaman olarak da Emevi dönemine kadar uzanan siyasi temelli iç çekişmeler akademik araştırmalar açısından fazla ilgi odağı oluşturmamıştır.... Çalışmamızın asıl amacı, söz konusu mücadele ortamında yaşanan savaşları, isyanları klasik tarih perfpektifiyle ele almak değildir. Araştırmamızın ana konusunu, "meşru" liderin (imamın) kimliği üzerinde karşılıklı yapılan argüman atışmaları ve spekülatif izah tarzları oluşturmaktadır. Sanki, savaş alanlarının dışında bambaşka bir savaş yaşanmıştır. Mektup satırlarında, minberlerde verilen hutbelerde veya sarayda yapılan münazaralarda karşılıklı öne sürülen hususlar, aynen bir silah gibi kullanılmıştır. Taraflarca müslüman kamuoyunu yönlendirmek için o dönemde gündeme getirilen meselelerin birçoğu, daha sonraki dönemlerde mezhebi oluşumların inanç prensipleri haline gelebilmiştir. Bu nedenle, çalışmamızın ana konusunu çevreleyen dönemin, tarafların, oluşumların ve bunlar arasındaki mevcut ilişkilerin tarihi ve ideolojik arkaplarının verilmesi konuyu daha anlaşılır kılacaktır.
