"İlim sahibi, gönül ehli insanların ve halkın imanı, sapasağlamdır. İmanın bu türü, ya tevatür yoluyla işitmek suretiyle daha çocuklukta kalbe yerleşmiştir; ya da ergenlikten sonra ifadesi mümkün olmayan çeşitli unsurların etkisiyle ortaya çıkmış, ibadet ve zikirle tamama ermiştir. Kim, sürekli olarak ibadet ve Allah'ı zikirle takvanın hakikatine ulaşmak ve dünyalık tasalardan gönlünü arındırarak isterse, marifet nurları o kişi üzerinde tecelli eder. Böylece hakikti bulma yoluna girmiş olur. Fakat bunun tek yolu, sapasağlam bir inancın var olmasıdır. Eğer sağlam bir inanç varsa ve Yüce Allah o kişinin kalbini iman ruhuyla aydınlatmış, gögsünü açmış, onu ferahlatmışsa, hakikat yoluna girilmiştir."
"İlim sahibi, gönül ehli insanların ve halkın imanı, sapasağlamdır. İmanın bu türü, ya tevatür yoluyla işitmek suretiyle daha çocuklukta kalbe yerleşmiştir; ya da ergenlikten sonra ifadesi mümkün olmayan çeşitli unsurların etkisiyle ortaya çıkmış, ibadet ve zikirle tamama ermiştir. Kim, sürekli olarak ibadet ve Allah'ı zikirle takvanın hakikatine ulaşmak ve dünyalık tasalardan gönlünü arındırarak isterse, marifet nurları o kişi üzerinde tecelli eder. Böylece hakikti bulma yoluna girmiş olur. Fakat bunun tek yolu, sapasağlam bir inancın var olmasıdır. Eğer sağlam bir inanç varsa ve Yüce Allah o kişinin kalbini iman ruhuyla aydınlatmış, gögsünü açmış, onu ferahlatmışsa, hakikat yoluna girilmiştir."