İki hikâye, iki tutku. İlki, insanlık tarihinde, kadınla erkeğin ilk buluşması ve bu buluşmanın kahramanları Neh-el ile Ah-nel'in tarih öncesi çağlardaki tutkulu hikayesi;ikincisiyse tanınmış orkestra şefi Gabriel Atlan-Ferrera ile yetenekli soprano İnez Prada arasında, yirminci yüzyılın sonlarında doğan, zaman ve mekânda derinleşen umutsuz bir aşk ilişkisi. İnez'in Sezgisi, aralarında bin yıllar olan ama sonunda birbiriyle birleşen bu hikâye çevresinde döner. Ferrera'nın tutkularından biri İnez, ötekiyse besteci Berlioz'un ‘Faust'un Lanetlenmesi' adlı eserini sahnelemektir. Belki de İnez'in imgeleminde doğup büyüyen ikinci öykü içgüdüleriyle birbirine yaklaşan, ilk dili, ilk şarkıları ve belleği keşfeden bir erkekle bir kadın arasındaki ilk cinsel buluşma, yaradılışın da destanı. Gabriel'in uygarlık öncesi çağlardan kalan ve onun sanat ve aşka duyduğu karmaşık duygularını mistik bir biçimde yansıtan kristal mühründe birleşip bütünleşen hikâyelerden birincisi sanatla, müzikle ve neredeyse soyut bir aşkla yoğrulurken ikincisi melodramatik, şiddetli, şaşırtıcı ve ürkütücü. Aşka ve ölüme, sanata ve belleğe, zamana ve sonsuzluğu imlemelerle süren, zaman ve mekân, gerçek ve fantezi, aşk ve trajedi kavramlarıyla yoğrulan ve hepsinden öte, müziğin gücüne bir saygı olan Carlos Fuentes'in romanı, zengin imgeleriyle, metaforlarıyla, poetik rapsodisiyle unutulmaz bir yer ediniyor belleklerde.
İki hikâye, iki tutku. İlki, insanlık tarihinde, kadınla erkeğin ilk buluşması ve bu buluşmanın kahramanları Neh-el ile Ah-nel'in tarih öncesi çağlardaki tutkulu hikayesi;ikincisiyse tanınmış orkestra şefi Gabriel Atlan-Ferrera ile yetenekli soprano İnez Prada arasında, yirminci yüzyılın sonlarında doğan, zaman ve mekânda derinleşen umutsuz bir aşk ilişkisi. İnez'in Sezgisi, aralarında bin yıllar olan ama sonunda birbiriyle birleşen bu hikâye çevresinde döner. Ferrera'nın tutkularından biri İnez, ötekiyse besteci Berlioz'un ‘Faust'un Lanetlenmesi' adlı eserini sahnelemektir. Belki de İnez'in imgeleminde doğup büyüyen ikinci öykü içgüdüleriyle birbirine yaklaşan, ilk dili, ilk şarkıları ve belleği keşfeden bir erkekle bir kadın arasındaki ilk cinsel buluşma, yaradılışın da destanı. Gabriel'in uygarlık öncesi çağlardan kalan ve onun sanat ve aşka duyduğu karmaşık duygularını mistik bir biçimde yansıtan kristal mühründe birleşip bütünleşen hikâyelerden birincisi sanatla, müzikle ve neredeyse soyut bir aşkla yoğrulurken ikincisi melodramatik, şiddetli, şaşırtıcı ve ürkütücü. Aşka ve ölüme, sanata ve belleğe, zamana ve sonsuzluğu imlemelerle süren, zaman ve mekân, gerçek ve fantezi, aşk ve trajedi kavramlarıyla yoğrulan ve hepsinden öte, müziğin gücüne bir saygı olan Carlos Fuentes'in romanı, zengin imgeleriyle, metaforlarıyla, poetik rapsodisiyle unutulmaz bir yer ediniyor belleklerde.