Günümüzde herkesin mutabık ve memnun kalacağı mutlak adalet duygusuna erişim mümkün olamasa da mevcut düzen dairesinde göreceli ve mevzi de olsa adalete, hakka, hukuka uygun bir yol tutturmak mümkündür.
Bu bağlamda ceza adaleti uygulamasında İnfaz Hukuku önemli bir yer tutar: infaz için gönderilen mahkeme kararları bir kez daha incelenir, hata varsa düzeltilmesi yoluna gidilir, her ne surette olursa olsun suça karışanların da hakları korunarak yeniden sosyalleşmelerine çaba sarf edilir.
Ceza mahkemelerinin kararları, infaz aşamasına gelene kadar mahsus yöntemlerle düzeltilebilir, ancak infaz son aşamadır. Burada yapılacak hatalı uygulamanın telafisi genellikle mümkün olmaz. Yanlışlığı açık bir kararı uygulamak da doğru kararı yanlış uygulamak da uygulayıcıları sorumluluk altına sokar. Kişinin birçok hakkı ihlal edilmiş olur. Bu nedenle infaz hukukunun; ceza hakimleri, savcılar, avukatlar, infaz kurumları personeli tarafından iyi bilinmesi ve doğru uygulanması önemlidir.
Uygulamaya faydalı olması, ceza hukukunun infaz şubesine naçizane bir katkımızın bulunması temennisiyle, ilk baskısı 2008 yılında çıkan ve Sayın Meslektaşlarımızdan olumlu tepkiler aldığımız İnfaz Hukuku kitabının ikinci baskısını çıkarmak 2016 yılına kısmet oldu.
Kitap, bu baskıda tamamen yenilendi, infaz ve cezaevi mevzuatı ile emsal olabilecek mahkeme kararları takip edilerek güncellendi.
Kitapta; hapis, adli para cezaları ve güvenlik tedbirlerinin infazı yanında alternatif yaptırımların, infazdaki sonuçları dolayısıyla koruma tedbirlerinden yakalama, gözaltı, adli kontrol, tutuklama ve elkoyma tedbirlerinin de yerine getirilmeleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Temennimiz odur ki, insanlar arasında daha az sorun yaşansın, ihtilaflar adliyeye intikal etmeden çözülsün. Bir Hadis-i Şerif şöyledir: Ceza gerektiren durumlarda davayı bana getirmeden önce birbirinizi affetmeye çalışın. Aksi takdirde ceza gerektiren bir dava bana geldiğinde, benim hüküm vermem kaçınılmaz olur. (Nesâî, N: 4889 Kat'u's-sârık, 5).
İnsanlar arası veya insanla devlet arasındaki suç nevinden sorunlar, adli mercilere intikal ettirildiğinde, sonucunun bir yaptırıma (ceza / tedbir) bağlanması ve bu kararın yerine getirilmesi - ızdırap veriyor olsa da - kaçınılmaz olmaktadır. İnsan davranışlarında sınırların, sınırlar ihlal edildiğinde de karşılığının olmadığı bir toplum yoktur. İnsanların iç kontrolleri yek diğerine zarar vermeme bağlamında herkes için, her zaman ve ortamda yeterli olamamakta, suç teşkil eden fiilleri işleyenlerle toplum, harici bir müdahaleyle kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır.
Kitapta orijinal metinler hariç, kolay anlaşılır bir anlatım yöntemi tercih edilmiştir. Vaki hatalar dolayısıyla umarım Sayın okuyucular hoş görür ve daha iyisini kaleme alırlar.
Kitabın ikinci baskısını gerçekleştiren Adalet Yayınevi sahibi Sayın Hakan Karaaslan Bey'e, dizgisini yapan Bilgin Teren Bey'e ve diğer personele, hazırlanmasında teşviklerini esirgemeyen kadim Dostlara teşekkür ederim.
Faydalı olması dileğiyle.
Günümüzde herkesin mutabık ve memnun kalacağı mutlak adalet duygusuna erişim mümkün olamasa da mevcut düzen dairesinde göreceli ve mevzi de olsa adalete, hakka, hukuka uygun bir yol tutturmak mümkündür.
Bu bağlamda ceza adaleti uygulamasında İnfaz Hukuku önemli bir yer tutar: infaz için gönderilen mahkeme kararları bir kez daha incelenir, hata varsa düzeltilmesi yoluna gidilir, her ne surette olursa olsun suça karışanların da hakları korunarak yeniden sosyalleşmelerine çaba sarf edilir.
Ceza mahkemelerinin kararları, infaz aşamasına gelene kadar mahsus yöntemlerle düzeltilebilir, ancak infaz son aşamadır. Burada yapılacak hatalı uygulamanın telafisi genellikle mümkün olmaz. Yanlışlığı açık bir kararı uygulamak da doğru kararı yanlış uygulamak da uygulayıcıları sorumluluk altına sokar. Kişinin birçok hakkı ihlal edilmiş olur. Bu nedenle infaz hukukunun; ceza hakimleri, savcılar, avukatlar, infaz kurumları personeli tarafından iyi bilinmesi ve doğru uygulanması önemlidir.
Uygulamaya faydalı olması, ceza hukukunun infaz şubesine naçizane bir katkımızın bulunması temennisiyle, ilk baskısı 2008 yılında çıkan ve Sayın Meslektaşlarımızdan olumlu tepkiler aldığımız İnfaz Hukuku kitabının ikinci baskısını çıkarmak 2016 yılına kısmet oldu.
Kitap, bu baskıda tamamen yenilendi, infaz ve cezaevi mevzuatı ile emsal olabilecek mahkeme kararları takip edilerek güncellendi.
Kitapta; hapis, adli para cezaları ve güvenlik tedbirlerinin infazı yanında alternatif yaptırımların, infazdaki sonuçları dolayısıyla koruma tedbirlerinden yakalama, gözaltı, adli kontrol, tutuklama ve elkoyma tedbirlerinin de yerine getirilmeleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Temennimiz odur ki, insanlar arasında daha az sorun yaşansın, ihtilaflar adliyeye intikal etmeden çözülsün. Bir Hadis-i Şerif şöyledir: Ceza gerektiren durumlarda davayı bana getirmeden önce birbirinizi affetmeye çalışın. Aksi takdirde ceza gerektiren bir dava bana geldiğinde, benim hüküm vermem kaçınılmaz olur. (Nesâî, N: 4889 Kat'u's-sârık, 5).
İnsanlar arası veya insanla devlet arasındaki suç nevinden sorunlar, adli mercilere intikal ettirildiğinde, sonucunun bir yaptırıma (ceza / tedbir) bağlanması ve bu kararın yerine getirilmesi - ızdırap veriyor olsa da - kaçınılmaz olmaktadır. İnsan davranışlarında sınırların, sınırlar ihlal edildiğinde de karşılığının olmadığı bir toplum yoktur. İnsanların iç kontrolleri yek diğerine zarar vermeme bağlamında herkes için, her zaman ve ortamda yeterli olamamakta, suç teşkil eden fiilleri işleyenlerle toplum, harici bir müdahaleyle kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır.
Kitapta orijinal metinler hariç, kolay anlaşılır bir anlatım yöntemi tercih edilmiştir. Vaki hatalar dolayısıyla umarım Sayın okuyucular hoş görür ve daha iyisini kaleme alırlar.
Kitabın ikinci baskısını gerçekleştiren Adalet Yayınevi sahibi Sayın Hakan Karaaslan Bey'e, dizgisini yapan Bilgin Teren Bey'e ve diğer personele, hazırlanmasında teşviklerini esirgemeyen kadim Dostlara teşekkür ederim.
Faydalı olması dileğiyle.
