Bu çalışma,İngiliz ve Alman şarkiyatçılar tarafından kaleme alınmış biyografi kitaplarındaki Hz. Muhammed tasavvurunu, bu tasavvurun Batı kamuoyundaki etkisini belirlemektedir. Önce, başlangıçtan bilimsel oryantalizme kadar Batı literatüründe şekillenen Hz. Muhammed tasavvuru incelenmiştir. Bunu takiben oryantalistlerin görüşleri sistematik olarak ortaya konmuştur. Bu çerçevede siyer kaynaklarına, Hz. Muhammed'in vahiy öncesi hayatına, mesajının kaynaklarına, askeri faaliyetlerine, evliliklerine ve kişiliğine dair oryantalist yaklaşımlar ele alınmış, bu konulardan her birinin değerlendirmesi yapılmıştır. Bilimsel oryantalizm öncesi yanlış ve tahrif edilmiş bilgiye dayanan olumsuz imajın büyük ölçüde daha sonra da devam ettiği; bunun yanında olgusal ve daha az sayıda empatik yaklaşımların kısmen de olsa olumlu bir algılamanın doğmasına öncülük ettiği bir başka tespit olarak ortaya konmuştur. Çalışma, ayrıca İslâm bilim dünyasında Batı kamuoyunu ve geleneksel literatürdeki malzemeyi bilimsel eleştirinin süzgecinden geçirerek ortaya konacak siyer araştırmalarına ihtiyaç bulunduğu gerçeğini hatırlatmaktadır.
Bu çalışma,İngiliz ve Alman şarkiyatçılar tarafından kaleme alınmış biyografi kitaplarındaki Hz. Muhammed tasavvurunu, bu tasavvurun Batı kamuoyundaki etkisini belirlemektedir. Önce, başlangıçtan bilimsel oryantalizme kadar Batı literatüründe şekillenen Hz. Muhammed tasavvuru incelenmiştir. Bunu takiben oryantalistlerin görüşleri sistematik olarak ortaya konmuştur. Bu çerçevede siyer kaynaklarına, Hz. Muhammed'in vahiy öncesi hayatına, mesajının kaynaklarına, askeri faaliyetlerine, evliliklerine ve kişiliğine dair oryantalist yaklaşımlar ele alınmış, bu konulardan her birinin değerlendirmesi yapılmıştır. Bilimsel oryantalizm öncesi yanlış ve tahrif edilmiş bilgiye dayanan olumsuz imajın büyük ölçüde daha sonra da devam ettiği; bunun yanında olgusal ve daha az sayıda empatik yaklaşımların kısmen de olsa olumlu bir algılamanın doğmasına öncülük ettiği bir başka tespit olarak ortaya konmuştur. Çalışma, ayrıca İslâm bilim dünyasında Batı kamuoyunu ve geleneksel literatürdeki malzemeyi bilimsel eleştirinin süzgecinden geçirerek ortaya konacak siyer araştırmalarına ihtiyaç bulunduğu gerçeğini hatırlatmaktadır.