AİHM ve Almanya örneklerinde "geçici tedbir" (interim measures/einstweilige Anordnung) olarak ifade edilen usul hukuku aracı, 6216 sayılı Kanunda sadece "tedbir" sözcüğüyle karşılanmıştır. Ancak Türk usul hukuku mevzuatındaki diğer geçici koruma tedbirleriyle aynı işlevi gören bu kurumun da bir üst başlık olan geçici hukuki koruma araçları altında ele alınması gerektiği konusunda kuşku yoktur. Geçici hukuki koruma araçları, asıl yargılamayı tamamlayan, yargılama ile ulaşılmak istenen amacın, kesin hükümden sonra infaz edilebilir olmasını sağlayan, bu anlamda da muhakemenin etkili sonuç doğurmasını sağlayan güvencelerdir. Geçici hukuki koruma, somut olarak maddi hukuka ilişkin hakkın gerçekleştirilmesine, elde edilmesine hizmet etmemekle birlikte, asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilebilmesi yolunu açık tutmak suretiyle ona yardımcı olarak etkili bir hukuki koruma garantisi sağlar. Bu çalışma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatları doğrultusunda Avrupa Konseyi bünyesindeki insan haklarını koruma mekanizmasını, bir iyi-örnek olarak Almanya'yı ve Türkiye'yi ele almaktadır. Dolayısıyla hem uluslararası, hem de ulusal düzlemde hukuk karşılaştırması yapmaktadır. İki ulusal hukuk sistemindeki farklılıklar, karşılaştırmalı bir çalışma yapmanın önünde bir engel olmadığı gibi, aksine yaklaşık altmış yıldır anayasa şikayeti deneyimine sahip olan Almanya'nın normatif düzenlemelerinden olduğu kadar, Federal Alman Anayasa Mahkemesi'nin içtihatlarından ve Alman hukuk öğretisinden Türkiye uygulaması için öğrenilecek çok şey mevcuttur. Aynı şekilde bireysel başvuru hakkı, Anayasanın 148. maddesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle ilişkilendirildiği için uluslararası boyutun da katılması Türkiye uygulaması için kaçınılmazdır.
AİHM ve Almanya örneklerinde "geçici tedbir" (interim measures/einstweilige Anordnung) olarak ifade edilen usul hukuku aracı, 6216 sayılı Kanunda sadece "tedbir" sözcüğüyle karşılanmıştır. Ancak Türk usul hukuku mevzuatındaki diğer geçici koruma tedbirleriyle aynı işlevi gören bu kurumun da bir üst başlık olan geçici hukuki koruma araçları altında ele alınması gerektiği konusunda kuşku yoktur. Geçici hukuki koruma araçları, asıl yargılamayı tamamlayan, yargılama ile ulaşılmak istenen amacın, kesin hükümden sonra infaz edilebilir olmasını sağlayan, bu anlamda da muhakemenin etkili sonuç doğurmasını sağlayan güvencelerdir. Geçici hukuki koruma, somut olarak maddi hukuka ilişkin hakkın gerçekleştirilmesine, elde edilmesine hizmet etmemekle birlikte, asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilebilmesi yolunu açık tutmak suretiyle ona yardımcı olarak etkili bir hukuki koruma garantisi sağlar. Bu çalışma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatları doğrultusunda Avrupa Konseyi bünyesindeki insan haklarını koruma mekanizmasını, bir iyi-örnek olarak Almanya'yı ve Türkiye'yi ele almaktadır. Dolayısıyla hem uluslararası, hem de ulusal düzlemde hukuk karşılaştırması yapmaktadır. İki ulusal hukuk sistemindeki farklılıklar, karşılaştırmalı bir çalışma yapmanın önünde bir engel olmadığı gibi, aksine yaklaşık altmış yıldır anayasa şikayeti deneyimine sahip olan Almanya'nın normatif düzenlemelerinden olduğu kadar, Federal Alman Anayasa Mahkemesi'nin içtihatlarından ve Alman hukuk öğretisinden Türkiye uygulaması için öğrenilecek çok şey mevcuttur. Aynı şekilde bireysel başvuru hakkı, Anayasanın 148. maddesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle ilişkilendirildiği için uluslararası boyutun da katılması Türkiye uygulaması için kaçınılmazdır.