Eski vücudunun hacmini kaplayacak şekilde boynundan aşağıya doğru, iç içe geçmiş siyah ve zümrüt yeşili renklerde ince şeritler meydana gelmişti. Ayakları yoktu, yerden yarım metre yüksekte dalgalanıyor gibiydi. Kuşkusuz bu dalgalanmaya, yeni vücudunun en alt noktasındaki uzuvların hafif ama sürekli bir biçimde hareket ediyor olmaları sebep oluyordu. Uzuvları yerden yarım metre yükseklikten geriye ve yukarı doğru kıvrılarak bir araya toplanmıştı. Kolları da tamamen şeritlerden oluşmuş, bu şeritler de bileklerde birbirine sıkıca kenetlenerek ince ama katı bir bileklik halini almıştı. Bu katı bileklikten sonra, parmakları uzayarak ucu sivri ve aşağı bakan bir görünüme bürünmüştü. Eli ne etten ne şeritlerden yapılmaydı. Ama zümrüt yeşili olmayan uzuvlarının ki kadar siyah bir renge bürünmüş ve ürkütücü bir hal almıştı. Boynunda da şeritler birbirine karışıp, bileklerindeki gibi sıkıca kenetlenerek siyah, katı bir duvar oluşturmuşlardı. Yüzünde şeritler yoktu ama hatları iyice belirginleşmiş, gözleri daha sert ve ürkütücü bakar olmuş, bununla birlikte yüz ifadesi keskin ve yırtıcı bir hal almıştı. Yüzünün rengi de daha mattı. Vücudundaki şeritler arasından ay ışığı süzülüyordu. Bunların tamamı bir saniye içinde olmuştu.
Eski vücudunun hacmini kaplayacak şekilde boynundan aşağıya doğru, iç içe geçmiş siyah ve zümrüt yeşili renklerde ince şeritler meydana gelmişti. Ayakları yoktu, yerden yarım metre yüksekte dalgalanıyor gibiydi. Kuşkusuz bu dalgalanmaya, yeni vücudunun en alt noktasındaki uzuvların hafif ama sürekli bir biçimde hareket ediyor olmaları sebep oluyordu. Uzuvları yerden yarım metre yükseklikten geriye ve yukarı doğru kıvrılarak bir araya toplanmıştı. Kolları da tamamen şeritlerden oluşmuş, bu şeritler de bileklerde birbirine sıkıca kenetlenerek ince ama katı bir bileklik halini almıştı. Bu katı bileklikten sonra, parmakları uzayarak ucu sivri ve aşağı bakan bir görünüme bürünmüştü. Eli ne etten ne şeritlerden yapılmaydı. Ama zümrüt yeşili olmayan uzuvlarının ki kadar siyah bir renge bürünmüş ve ürkütücü bir hal almıştı. Boynunda da şeritler birbirine karışıp, bileklerindeki gibi sıkıca kenetlenerek siyah, katı bir duvar oluşturmuşlardı. Yüzünde şeritler yoktu ama hatları iyice belirginleşmiş, gözleri daha sert ve ürkütücü bakar olmuş, bununla birlikte yüz ifadesi keskin ve yırtıcı bir hal almıştı. Yüzünün rengi de daha mattı. Vücudundaki şeritler arasından ay ışığı süzülüyordu. Bunların tamamı bir saniye içinde olmuştu.