De Lacy O'Leary'nin bu kitabı, İslam düşüncesinin felsefe tarihindeki yerini göstermesi bakımından okuyucunun ufkunu aydınlatan, ilk ve orta çağ düşünce tarihlerini birbirine bağlama imkanlarını veren bir eserdir. Yazar, yalnızca İslam Felsefesinde derinleşmek isteyenlere hitab etmek gibi mahdut bir hedefi gözönüne almamış, umumiyetle felsefe meraklılarının bu konudaki ihtiyaçlarını da düşünmüştür. Bu kitap, boşluk hala tamamen doldurulmamış olmasına rağmen, şimdiye kadar yapılan araştırmalardan faydalanmak suretile İlkçağdan Avrupa felsefesine geçisi geniş bir kesime anlatmaya çalışmaktadır. O'Leary'nin kitabı Yunan felsefesinin batıya geçişinde İslam aleminin rolünü belirtmesi ve bu uzun geçiş devrinin bütün safhalarını umumi hatları ile ele alması bakımından önemli bir boşluğu doldurmaktadır.
De Lacy O'Leary'nin bu kitabı, İslam düşüncesinin felsefe tarihindeki yerini göstermesi bakımından okuyucunun ufkunu aydınlatan, ilk ve orta çağ düşünce tarihlerini birbirine bağlama imkanlarını veren bir eserdir. Yazar, yalnızca İslam Felsefesinde derinleşmek isteyenlere hitab etmek gibi mahdut bir hedefi gözönüne almamış, umumiyetle felsefe meraklılarının bu konudaki ihtiyaçlarını da düşünmüştür. Bu kitap, boşluk hala tamamen doldurulmamış olmasına rağmen, şimdiye kadar yapılan araştırmalardan faydalanmak suretile İlkçağdan Avrupa felsefesine geçisi geniş bir kesime anlatmaya çalışmaktadır. O'Leary'nin kitabı Yunan felsefesinin batıya geçişinde İslam aleminin rolünü belirtmesi ve bu uzun geçiş devrinin bütün safhalarını umumi hatları ile ele alması bakımından önemli bir boşluğu doldurmaktadır.