Bilindiiği gibi medeniyet projesi bir bütündür.Ama her bütünsel inşanın bir ana merkezi vardır.Hayatı, eşyayı, insanı ve varlığı yeniden anlamanın/yorumlamanın yolu,yeni paradigmalar ve yeni bilgi sistemleri oluşturmaktan geçer.Bilgi sistemlerinin inşası için oluşturucu bir akla ihtiyaç vardır. Oluşturucu aklın ihya ve inşası ile ancak yeni bir kültür ve medeniyet sıçraması gerçekleştirlebilir. İslam düşüncesi alanında bir zenginlik kaynağı olarak görülen ve de göralmesi gereken kelami ekollerin herbiri diğerinden sistematik düşünce temelinde bağımsız olarak tüzel gelişim şartlarına ve kurucu teorisyenlerin bireysel tabiatlarına özgü bir karakter taşımaları yönüyle, akıl ve nakle biçtikleri rolde dönüşümlü bir çizgi izlediklerinden söz edilebilir.Elbette düz olmayan bu çizginin varoluşunda merkezin etkisi kadar sosyal çevrenin etkisi de göz ardı edilmemelidir. Zira, geçmişin anlam araştırması ve kritiği yapılmadan geleceğin inşası, sağlam zeminler üzerine sağlıklı bir şekilde oturtulamaz. Bu araştırmada muhtasar bir şekilde İslam düşüncesi alanında aklın geçirdiği tarihsel serüvene, Kur'an'da akıl ve bu aklın ürettiiği bilginin değeri gibi meselelere değinilmekte, Kelam mirasımızda bilgiyi oluşturucu araçların başınlda gelen aklın, ontolojik yapısı, aklın epistemolojik alanla ilgili ilişkileri farklı yönlerden ele alınıp tahlil edilerek, aklın tanımı ve değeri konusunda çağdaş yaklaşımlar ele alınmaya çalışmaktadır.
Bilindiiği gibi medeniyet projesi bir bütündür.Ama her bütünsel inşanın bir ana merkezi vardır.Hayatı, eşyayı, insanı ve varlığı yeniden anlamanın/yorumlamanın yolu,yeni paradigmalar ve yeni bilgi sistemleri oluşturmaktan geçer.Bilgi sistemlerinin inşası için oluşturucu bir akla ihtiyaç vardır. Oluşturucu aklın ihya ve inşası ile ancak yeni bir kültür ve medeniyet sıçraması gerçekleştirlebilir. İslam düşüncesi alanında bir zenginlik kaynağı olarak görülen ve de göralmesi gereken kelami ekollerin herbiri diğerinden sistematik düşünce temelinde bağımsız olarak tüzel gelişim şartlarına ve kurucu teorisyenlerin bireysel tabiatlarına özgü bir karakter taşımaları yönüyle, akıl ve nakle biçtikleri rolde dönüşümlü bir çizgi izlediklerinden söz edilebilir.Elbette düz olmayan bu çizginin varoluşunda merkezin etkisi kadar sosyal çevrenin etkisi de göz ardı edilmemelidir. Zira, geçmişin anlam araştırması ve kritiği yapılmadan geleceğin inşası, sağlam zeminler üzerine sağlıklı bir şekilde oturtulamaz. Bu araştırmada muhtasar bir şekilde İslam düşüncesi alanında aklın geçirdiği tarihsel serüvene, Kur'an'da akıl ve bu aklın ürettiiği bilginin değeri gibi meselelere değinilmekte, Kelam mirasımızda bilgiyi oluşturucu araçların başınlda gelen aklın, ontolojik yapısı, aklın epistemolojik alanla ilgili ilişkileri farklı yönlerden ele alınıp tahlil edilerek, aklın tanımı ve değeri konusunda çağdaş yaklaşımlar ele alınmaya çalışmaktadır.