Bu kitap, bugün yaşayan Türk boylarının ortak tarihidir. Sak, Hun, Tabgaç, Gök-Türk, Karluk, Uygur ve Kıpçak gibi boyların tarihi, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan devletlerinin ortak başlangıç tarihleridir. Bu devletlerin tarihleri, Türklerin İslamiyet'i kabul ettikleri 10. asırdan sonra farklılık arz etmektedir. Mesela, İslami devrede Azerbaycan, Türkiye, Türkmenistan için bulundukları coğrafya itibariyle Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı devletleri tarihi önem kazanırken Kazakistan, Kırgızistan, ve Özbekistan için de Cengiz, Altınordu ve Orta Asya hanlıkları ağırlık kazanmaya başlar. Ancak İslam öncesine ait Türk tarihi hemen hemen bütün Türk boyları için birinci derecede öneme haizdir.
Ne yazık ki, bu ortak ve önemli tarihe sahip ülkelerin tarihçileri ortaklaşa araştırma hazırlama çalışmalarını henüz başlatamamıştır. Hatta kardeş ülkeler bu konuda birbirlerinin yazdıklarından dahi habersiz görünmektedirler. Kanımızca Türk illerinde ayrı ayrı yapılan çalışmalardan diğer ülke tarihçilerinin haberdar olması ve bu konudaki bilgi ve tecrübe alışverişiyle, İslam öncesi Türk tarihi ve medeniyeti hususunda yepyeni ufuklar açılacaktır.
Bu kitap, bugün yaşayan Türk boylarının ortak tarihidir. Sak, Hun, Tabgaç, Gök-Türk, Karluk, Uygur ve Kıpçak gibi boyların tarihi, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan devletlerinin ortak başlangıç tarihleridir. Bu devletlerin tarihleri, Türklerin İslamiyet'i kabul ettikleri 10. asırdan sonra farklılık arz etmektedir. Mesela, İslami devrede Azerbaycan, Türkiye, Türkmenistan için bulundukları coğrafya itibariyle Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı devletleri tarihi önem kazanırken Kazakistan, Kırgızistan, ve Özbekistan için de Cengiz, Altınordu ve Orta Asya hanlıkları ağırlık kazanmaya başlar. Ancak İslam öncesine ait Türk tarihi hemen hemen bütün Türk boyları için birinci derecede öneme haizdir.
Ne yazık ki, bu ortak ve önemli tarihe sahip ülkelerin tarihçileri ortaklaşa araştırma hazırlama çalışmalarını henüz başlatamamıştır. Hatta kardeş ülkeler bu konuda birbirlerinin yazdıklarından dahi habersiz görünmektedirler. Kanımızca Türk illerinde ayrı ayrı yapılan çalışmalardan diğer ülke tarihçilerinin haberdar olması ve bu konudaki bilgi ve tecrübe alışverişiyle, İslam öncesi Türk tarihi ve medeniyeti hususunda yepyeni ufuklar açılacaktır.