Dinî bilincin yükselişi, sosyolojik ve tarihsel olarak dinin parçası olan mezhebî kimliklerin de canlanmasına yol açtı. İnsanlık tarihinin kendisinde son bulacağını iddia eden Batı uygarlığı ile sorunlarımız devam ederken, kadim sorunlarımızla yüz yüze geldik. Sekülerleşme, modernleşme ve kalkınma çabalarının oluşturduğu sarmalda, geleneğe ve inanca dair problemler de öne çıktı. Ortadoğu'nun ‘kendine gelmesi' ve geçmişini anımsaması, teolojik kimliklerin yönettiği eski çatışmaların bu kez daha donanımlı, etkili ve hazırlıklı biçimde canlanması olarak toplumsal ve tarihsel hayata yansımasına neden oldu.
Ülkemiz doğal olarak bölgesindeki gelişmelerden etkilenmektedir. Bunun başında mezhebi kimlikler arasındaki çatışma ve gerilim gelmektedir. Akademik çevrelerde, politik alanda ve medyada yoğun biçimde dinî kimlikler, radikalizm, şiddet vb. konular tartışılmaktadır. Akademik bakış açısının ve üretilen bilginin hakkı verilmeli, dinî düşünceye katkıları fark edilmelidir. Akademik ve entelektüel düşüncenin saygın olduğu toplumların kimlik çatışmaları başta olmak üzere sosyal sorunlarla baş etme konusunda daha başarılı oldukları unutulmamalıdır. Akademide ve toplumsal alanda ortak değer arama ve çözüm üretme çabalarını görmezden gelen bir akıl, düşünsel ve tarihsel birikimini kötü biçimde harcıyor demektir.
Bu bakış açısını ve İslam dünyasının sorunları karşısında kendini sorumlu hisseden sivil toplum kurumları, akademik birikim ile sivil entelektüel bakış açılarının birlikte çalışacağı ortak etkinlikler düzenlemektedir. Anadolu İlahiyat Akademisi'nin düzenlediği Kelam Çalıştayı'nın bir ürünü olan kitap, ortak bir kaygının ve arayışın sonucudur…
Dinî bilincin yükselişi, sosyolojik ve tarihsel olarak dinin parçası olan mezhebî kimliklerin de canlanmasına yol açtı. İnsanlık tarihinin kendisinde son bulacağını iddia eden Batı uygarlığı ile sorunlarımız devam ederken, kadim sorunlarımızla yüz yüze geldik. Sekülerleşme, modernleşme ve kalkınma çabalarının oluşturduğu sarmalda, geleneğe ve inanca dair problemler de öne çıktı. Ortadoğu'nun ‘kendine gelmesi' ve geçmişini anımsaması, teolojik kimliklerin yönettiği eski çatışmaların bu kez daha donanımlı, etkili ve hazırlıklı biçimde canlanması olarak toplumsal ve tarihsel hayata yansımasına neden oldu.
Ülkemiz doğal olarak bölgesindeki gelişmelerden etkilenmektedir. Bunun başında mezhebi kimlikler arasındaki çatışma ve gerilim gelmektedir. Akademik çevrelerde, politik alanda ve medyada yoğun biçimde dinî kimlikler, radikalizm, şiddet vb. konular tartışılmaktadır. Akademik bakış açısının ve üretilen bilginin hakkı verilmeli, dinî düşünceye katkıları fark edilmelidir. Akademik ve entelektüel düşüncenin saygın olduğu toplumların kimlik çatışmaları başta olmak üzere sosyal sorunlarla baş etme konusunda daha başarılı oldukları unutulmamalıdır. Akademide ve toplumsal alanda ortak değer arama ve çözüm üretme çabalarını görmezden gelen bir akıl, düşünsel ve tarihsel birikimini kötü biçimde harcıyor demektir.
Bu bakış açısını ve İslam dünyasının sorunları karşısında kendini sorumlu hisseden sivil toplum kurumları, akademik birikim ile sivil entelektüel bakış açılarının birlikte çalışacağı ortak etkinlikler düzenlemektedir. Anadolu İlahiyat Akademisi'nin düzenlediği Kelam Çalıştayı'nın bir ürünü olan kitap, ortak bir kaygının ve arayışın sonucudur…