Anı-Roman niteliğini taşıyan "İstanbul Üçlemesi" adlı eserinde yaşam öyküsünü anlatan Dr. Ersevim aynı zamanda insana-insanlığa dair duygularla 1930´ların İstanbul´undan Amerika´ya ve tekrar birçok şeyin değiştiği günümüz İstanbul´unda sizi yolculuğa çıkarıyor. Bir ruh hekimi olan yazar İsmail Ersevim, İsmayil adlı İstanbul Üçlemesi´nin birinci kitabında, daha doğrusu yaşam öyküsünde, Cumhuriyetin ilanından hemen sonraki Türkiye´nin sessiz ve mağrur kalkınmasını, Cihangir´deki mahalle hayatını, sıcak, yakın, huzur dolu komşuluk ilişkilerini, mahalle oyunlarını, Anadolu´da altı yıl geçen parasız yatılı okul ve yatakhane yaşamını kendine özgü, akıcı lisanıyla gözlerimizin önüne seriyor. Yazar, sürekli bir arayış içerisinde. Bu, anımsadığı kadarıyla erken kaybettiği annesi, daha sonra "bu toplumda bir yeri olmak, bir yerlere gelmek" ideali, ama buna nasıl erişsin' Maddi kudreti sınırlı bir esnaf ailesi, varlıklı fakat varlıklarını yavaş yavaş yitiren, Anadolu´dan şehre göç eden, İsmayil´i Avrupa´da okutmaya söz vermiş ama bu sözlerini tutamayan yakın akrabalar; üvey anne ve üvey kardeş, gözleriyle uzaktan aşık olduğu kimselere "fakir bir talebe" olduğundan elini dahi süremeyen bu duyarlı genç nihayet doktor olmaya karar veriyor ama okulu bitirmek için kalacağı yer ancak bir akıl hastanesi. Ya askerlik yaparken anneyle tekrar buluşmak.' Bilmem, ben olsam bu kitabı okurdum.
Anı-Roman niteliğini taşıyan "İstanbul Üçlemesi" adlı eserinde yaşam öyküsünü anlatan Dr. Ersevim aynı zamanda insana-insanlığa dair duygularla 1930´ların İstanbul´undan Amerika´ya ve tekrar birçok şeyin değiştiği günümüz İstanbul´unda sizi yolculuğa çıkarıyor. Bir ruh hekimi olan yazar İsmail Ersevim, İsmayil adlı İstanbul Üçlemesi´nin birinci kitabında, daha doğrusu yaşam öyküsünde, Cumhuriyetin ilanından hemen sonraki Türkiye´nin sessiz ve mağrur kalkınmasını, Cihangir´deki mahalle hayatını, sıcak, yakın, huzur dolu komşuluk ilişkilerini, mahalle oyunlarını, Anadolu´da altı yıl geçen parasız yatılı okul ve yatakhane yaşamını kendine özgü, akıcı lisanıyla gözlerimizin önüne seriyor. Yazar, sürekli bir arayış içerisinde. Bu, anımsadığı kadarıyla erken kaybettiği annesi, daha sonra "bu toplumda bir yeri olmak, bir yerlere gelmek" ideali, ama buna nasıl erişsin' Maddi kudreti sınırlı bir esnaf ailesi, varlıklı fakat varlıklarını yavaş yavaş yitiren, Anadolu´dan şehre göç eden, İsmayil´i Avrupa´da okutmaya söz vermiş ama bu sözlerini tutamayan yakın akrabalar; üvey anne ve üvey kardeş, gözleriyle uzaktan aşık olduğu kimselere "fakir bir talebe" olduğundan elini dahi süremeyen bu duyarlı genç nihayet doktor olmaya karar veriyor ama okulu bitirmek için kalacağı yer ancak bir akıl hastanesi. Ya askerlik yaparken anneyle tekrar buluşmak.' Bilmem, ben olsam bu kitabı okurdum.