Atilla Birkiye, bu kez İstanbul'a çok farklı bir açıdan bakıyor. Biçimsel özellikleriyle "klasik düzyazı"yı zorlayan, düşsel olan ile gerçek olanın iç içe geçtiği, lirik ve yoğun bir "yaşamöyküsel anlatı" oluşturuyor... İstanbul'da Beklenen Devrim, yazarın içinde "aşk" sözcüğü geçmeyen tek kitabı. Aşk, bireysel düzlemle birlikte daha evrensel bir kavram olarak metnin derinliğinde yer alıyor. Hiç geçmeyen "aşk" sözcüğüyse, öteki sözcüklerin katmanlarına gizlenmiş. Ayrıca bölüm başlıkları, anlatıda yer alan öbeklerin sayısı vb. çözülmeyi bekleyen anlamlar içeriyor. Zaten yazar da "... bâtına inanmasam da bu anlatıda sayıların gizi var!" diyor... Mitolojik, tarihsel, siyasi göndermelerle geçmişteki ve günümüzdeki küçüklü büyüklü olayların sevinçli-hüzünlü-kederli izdüşümleri, metafor ve imgelerle örülü "ben"i eksen alan "söyleyişle" anlatılıyor...
Atilla Birkiye, bu kez İstanbul'a çok farklı bir açıdan bakıyor. Biçimsel özellikleriyle "klasik düzyazı"yı zorlayan, düşsel olan ile gerçek olanın iç içe geçtiği, lirik ve yoğun bir "yaşamöyküsel anlatı" oluşturuyor... İstanbul'da Beklenen Devrim, yazarın içinde "aşk" sözcüğü geçmeyen tek kitabı. Aşk, bireysel düzlemle birlikte daha evrensel bir kavram olarak metnin derinliğinde yer alıyor. Hiç geçmeyen "aşk" sözcüğüyse, öteki sözcüklerin katmanlarına gizlenmiş. Ayrıca bölüm başlıkları, anlatıda yer alan öbeklerin sayısı vb. çözülmeyi bekleyen anlamlar içeriyor. Zaten yazar da "... bâtına inanmasam da bu anlatıda sayıların gizi var!" diyor... Mitolojik, tarihsel, siyasi göndermelerle geçmişteki ve günümüzdeki küçüklü büyüklü olayların sevinçli-hüzünlü-kederli izdüşümleri, metafor ve imgelerle örülü "ben"i eksen alan "söyleyişle" anlatılıyor...