İstanbul'da Bir Konak ve Yeni Kadınlar İngiliz Kadın Gazetecinin Gözüyle Türk Evi ve Gündelik Hayat

Stok Kodu:
9789759958466
Boyut:
13.50x19.00
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2017-10
Çeviren:
Neşe Akın Özkan
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
An English Woman in a Turkish Harem, 1915
9789759958466
455607
İstanbul'da Bir Konak ve Yeni Kadınlar
İstanbul'da Bir Konak ve Yeni Kadınlar İngiliz Kadın Gazetecinin Gözüyle Türk Evi ve Gündelik Hayat
13.00

"Ah şu "harem" kelimesi! Avrupa bu talihsiz kelimenin mânasını nasıl kavrayacak? "Kutsal" ve "yasak" anlamlarına gelen bu Arapça kelime, Türk evlerinde sadece kadınlara ayrılan bölümleri anlatmak için kullanılır. Şimdi gözünüzde bir konak (Türk sarayı, büyük bir Türk köşkü) canlandırın; Marmara Denizi'ni ve güzelim adaları gören enfes bir manzarası olsun. Bahçenin ahşap kapıları her daim açık durur. Dilenciler serbestçe içeri girip araba yolunda ve bahçede aylak aylak dolanır; ağaçların altına oturup meyvelerini yerler. Öyle ki arada kapı olmasa kendinizi hâlâ sokakta zannedebilirsiniz. Sıradan bir turist için böyle bir bahçe, bir harabe, bir çöp yığını ya da bakımsız bırakılmış bir alandır. Oysaki işi bilenler buradaki paha biçilmez hazineleri, eski Bizans çeşmelerinin kalıntılarını, Batı'daki müzelerin bir servet ödeyeceği kilise mahzenlerini ve temel taşlarını fark edeceklerdir."

İngiliz kamuoyunda Türk dostu olarak tanınmasına ve belli düzeyde romantik bir içtenlik taşımasına rağmen, Grace Ellison, Doğu'ya ve Osmanlı'ya bakan her Batılının taşıdığı birtakım cehaleti, yanlış anlamayı ve dönüştürücü anlayışı bertaraf edemiyor. Batının Gözüyle Türkler serisinde...

"Ah şu "harem" kelimesi! Avrupa bu talihsiz kelimenin mânasını nasıl kavrayacak? "Kutsal" ve "yasak" anlamlarına gelen bu Arapça kelime, Türk evlerinde sadece kadınlara ayrılan bölümleri anlatmak için kullanılır. Şimdi gözünüzde bir konak (Türk sarayı, büyük bir Türk köşkü) canlandırın; Marmara Denizi'ni ve güzelim adaları gören enfes bir manzarası olsun. Bahçenin ahşap kapıları her daim açık durur. Dilenciler serbestçe içeri girip araba yolunda ve bahçede aylak aylak dolanır; ağaçların altına oturup meyvelerini yerler. Öyle ki arada kapı olmasa kendinizi hâlâ sokakta zannedebilirsiniz. Sıradan bir turist için böyle bir bahçe, bir harabe, bir çöp yığını ya da bakımsız bırakılmış bir alandır. Oysaki işi bilenler buradaki paha biçilmez hazineleri, eski Bizans çeşmelerinin kalıntılarını, Batı'daki müzelerin bir servet ödeyeceği kilise mahzenlerini ve temel taşlarını fark edeceklerdir."

İngiliz kamuoyunda Türk dostu olarak tanınmasına ve belli düzeyde romantik bir içtenlik taşımasına rağmen, Grace Ellison, Doğu'ya ve Osmanlı'ya bakan her Batılının taşıdığı birtakım cehaleti, yanlış anlamayı ve dönüştürücü anlayışı bertaraf edemiyor. Batının Gözüyle Türkler serisinde...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat