İttihatçılık ve İttihatçılar, Osmanlı Devleti'nin son döneminde olduğu kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin de düşünce dünyasına damgasını vurmuştur. Modernizm, Batılılaşma ve milliyetçilik eksenindeki bu düşünsel taban, kendisini “ülkenin sahibi” olarak gören bir anlayışla el ele yürümüştür. Bu açıdan siyasal ve sivil alan, her biçimde askeri ve bürokratik güçlerin tahakkümüyle karşı karşıya kalmıştır. Söz konusu anlayışa göre ülke ve millet, kurtarılmayı beklemektedir.
İttihat ve Terakki kurup yönetenler kendilerini ülkenin sahibi zannediyorlar ve bu anlayışla hareket ediyorlardı. Kimilerine göre başarılıydılar, kimilerine göre imparatorluğu uçurumun kenarına götürmüşlerdi. Bu kitap objektif bir gözle hem İttihat ve Terakki'yi hem de o dönemin siyasi yapısını gözler önüne seriyor.
İttihat ve Terakki, modernleşen Türkiye'nin tüm çelişkilerinin görüldüğü bir örnek olarak ön plana çıkmıştır. Bu anlamda onun tarihi, bugün dahi yaşadığımız birtakım siyasal ve toplumsal ikilemlere karşı cevap verebilme becerimizi artıracaktır. En azından bu çalışmanın yazarı böylesi bir amacı benimsemiştir.
İttihatçılık ve İttihatçılar, Osmanlı Devleti'nin son döneminde olduğu kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin de düşünce dünyasına damgasını vurmuştur. Modernizm, Batılılaşma ve milliyetçilik eksenindeki bu düşünsel taban, kendisini “ülkenin sahibi” olarak gören bir anlayışla el ele yürümüştür. Bu açıdan siyasal ve sivil alan, her biçimde askeri ve bürokratik güçlerin tahakkümüyle karşı karşıya kalmıştır. Söz konusu anlayışa göre ülke ve millet, kurtarılmayı beklemektedir.
İttihat ve Terakki kurup yönetenler kendilerini ülkenin sahibi zannediyorlar ve bu anlayışla hareket ediyorlardı. Kimilerine göre başarılıydılar, kimilerine göre imparatorluğu uçurumun kenarına götürmüşlerdi. Bu kitap objektif bir gözle hem İttihat ve Terakki'yi hem de o dönemin siyasi yapısını gözler önüne seriyor.
İttihat ve Terakki, modernleşen Türkiye'nin tüm çelişkilerinin görüldüğü bir örnek olarak ön plana çıkmıştır. Bu anlamda onun tarihi, bugün dahi yaşadığımız birtakım siyasal ve toplumsal ikilemlere karşı cevap verebilme becerimizi artıracaktır. En azından bu çalışmanın yazarı böylesi bir amacı benimsemiştir.