Kalemi ve anlatı yeteneğiyle dikkat çeken Elif Ece Bıyıklı, henüz on altı yaşında bir yazar:
Ilk kitabı olan İzmir'de; on altı yaşı, şehir değiştirme telaşını, adaptasyon sürecini, arkadaş edinmeyi, ailesinin bölünmesine alışmayı, ilk aşkın heyecanını anlatıyor.
Nisan ayında raflarda olacak bu hikaye, tıpkı bahara benziyor: Güneşli, yağmurlu, ılık ve papatyalı.
“Yani şimdi ben gidince; bunlar da burada çürüyecek mi, yoksa tamamen silinecek mi? Hangisi daha kötü bilemiyorum. İşte bu yüzden yazmak istiyorum biraz da. Çünkü eğer yazarsam hiçbir şey silinemeyecek. Sonsuza kadar sadece benim zihnimde, yalnızca benim bildiğim şekilde kalmasındansa, kelimelere dönüşüp sayfalara kazınsın daha iyi.”
Kalemi ve anlatı yeteneğiyle dikkat çeken Elif Ece Bıyıklı, henüz on altı yaşında bir yazar:
Ilk kitabı olan İzmir'de; on altı yaşı, şehir değiştirme telaşını, adaptasyon sürecini, arkadaş edinmeyi, ailesinin bölünmesine alışmayı, ilk aşkın heyecanını anlatıyor.
Nisan ayında raflarda olacak bu hikaye, tıpkı bahara benziyor: Güneşli, yağmurlu, ılık ve papatyalı.
“Yani şimdi ben gidince; bunlar da burada çürüyecek mi, yoksa tamamen silinecek mi? Hangisi daha kötü bilemiyorum. İşte bu yüzden yazmak istiyorum biraz da. Çünkü eğer yazarsam hiçbir şey silinemeyecek. Sonsuza kadar sadece benim zihnimde, yalnızca benim bildiğim şekilde kalmasındansa, kelimelere dönüşüp sayfalara kazınsın daha iyi.”