Devlet yönetimi bilimi olarak da tanımlanan "jeopolitik disiplini" eski bir geçmişe sahiptir. Bu disiplin, tarihteki bütün olumsuzlukların sebebi gibi gösterilerek II. Dünya Savaşı sonrasında akademik çevrelerce dışlanmıştır. Ancak Soğuk Savaş sonrasında iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesi ve çoğu devletin rotasını kaybetmesi, jeopolitiğin yıldızını yeniden parlatmıştır. Dünyayı bir bütün olarak görme ve algılama imkânı sağlayan jeopolitik; sosyo-politik bir güç yumağı olan devletin yapısını, teşkilatını ve işleyişini konu alır. Devletin iç ve dış siyasetini çok yönlü bir güvenlik anlayışı ekseninde ve bilimsel bir zeminde bütünleştirir ve bu yolla millî güvenlik siyaseti oluşturulmasını sağlar. Kitapta; jeopolitiğin bir disiplin olarak teorik çerçevesi ele alınmakta, Türkiye'nin AB üyelik süreci jeopolitik bir yaklaşımla incelenerek, Türkiye'de millî güvenlik siyaseti üreten anlayışın ve yapının geliştirilmesine yönelik öneriler sunulmaktadır.
Devlet yönetimi bilimi olarak da tanımlanan "jeopolitik disiplini" eski bir geçmişe sahiptir. Bu disiplin, tarihteki bütün olumsuzlukların sebebi gibi gösterilerek II. Dünya Savaşı sonrasında akademik çevrelerce dışlanmıştır. Ancak Soğuk Savaş sonrasında iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesi ve çoğu devletin rotasını kaybetmesi, jeopolitiğin yıldızını yeniden parlatmıştır. Dünyayı bir bütün olarak görme ve algılama imkânı sağlayan jeopolitik; sosyo-politik bir güç yumağı olan devletin yapısını, teşkilatını ve işleyişini konu alır. Devletin iç ve dış siyasetini çok yönlü bir güvenlik anlayışı ekseninde ve bilimsel bir zeminde bütünleştirir ve bu yolla millî güvenlik siyaseti oluşturulmasını sağlar. Kitapta; jeopolitiğin bir disiplin olarak teorik çerçevesi ele alınmakta, Türkiye'nin AB üyelik süreci jeopolitik bir yaklaşımla incelenerek, Türkiye'de millî güvenlik siyaseti üreten anlayışın ve yapının geliştirilmesine yönelik öneriler sunulmaktadır.