Bu roman, bir ulusun hürriyeti için yapılan savaşın insan hayatları üzerindeki tüm etkilerini baştan sona etkileyici bir şekilde anlatır. Yaşanmış olaylardan esinlenerek kurgulanan romanda insanların birbirine karşılık beklemeden nasıl kenetlendiğini, yardımlaşmanın gösteriş olsun diye değil de insanlık vazifesi olduğu için yapıldığını okuyacaksınız. Ben duygusundan çıkıp biz duygusu ile yaşamanın önemini, kadın ve çocukların savaşta en çaresiz, en masum, en savunmasız insanlar olduğunu hatırlayacak, gördükleri ve yaşadıkları karşısında etkilenip psikolojisi bozulan ve hayatı değişen bir savaş gazisinin ülkesine döndükten sonra başından geçen talihsiz olaylara tanık olacaksınız.
Üvey anne elinden kurtulmak için yatılı öğretmen okuluna giden, okulu bitiremeden İstanbul'a göç ederek yaşam mücadelesi veren, Kore Savaşı'na katıldıktan sonra talihsiz bir evlilik hayatına sürüklenen bir çilekeş… Savaş, aşk ve cezaevi... 1930'lu yıllar, 1940 İstanbul anıları, 1950 Kore yılları, 1960 dönemi anıları… Azim, yaşama sevinci, umut, insan sevgisiyle hayata tutunma savaşı içerisinde tek silahı sabır, tek güvencesi kendisi, tek sığınağı Allah olan bir insan…Kaderini mi yaşayacaktı, yoksa yaptığı seçimlerle kaderine yön mü verecekti? Her ne kadar eski dönemde geçse de herkes bir şeyler bulup ders çıkartabilir hikayeden. Hayatına sahip çıkmak gibi.
Bu roman, bir ulusun hürriyeti için yapılan savaşın insan hayatları üzerindeki tüm etkilerini baştan sona etkileyici bir şekilde anlatır. Yaşanmış olaylardan esinlenerek kurgulanan romanda insanların birbirine karşılık beklemeden nasıl kenetlendiğini, yardımlaşmanın gösteriş olsun diye değil de insanlık vazifesi olduğu için yapıldığını okuyacaksınız. Ben duygusundan çıkıp biz duygusu ile yaşamanın önemini, kadın ve çocukların savaşta en çaresiz, en masum, en savunmasız insanlar olduğunu hatırlayacak, gördükleri ve yaşadıkları karşısında etkilenip psikolojisi bozulan ve hayatı değişen bir savaş gazisinin ülkesine döndükten sonra başından geçen talihsiz olaylara tanık olacaksınız.
Üvey anne elinden kurtulmak için yatılı öğretmen okuluna giden, okulu bitiremeden İstanbul'a göç ederek yaşam mücadelesi veren, Kore Savaşı'na katıldıktan sonra talihsiz bir evlilik hayatına sürüklenen bir çilekeş… Savaş, aşk ve cezaevi... 1930'lu yıllar, 1940 İstanbul anıları, 1950 Kore yılları, 1960 dönemi anıları… Azim, yaşama sevinci, umut, insan sevgisiyle hayata tutunma savaşı içerisinde tek silahı sabır, tek güvencesi kendisi, tek sığınağı Allah olan bir insan…Kaderini mi yaşayacaktı, yoksa yaptığı seçimlerle kaderine yön mü verecekti? Her ne kadar eski dönemde geçse de herkes bir şeyler bulup ders çıkartabilir hikayeden. Hayatına sahip çıkmak gibi.