Giorgio Bassani'nin doğumunun 100. yılında YKY'den yazarın yeni bir Ferrara romanı daha yayımlandı: “Kapının Ardında” ilk kez Türkçede...
Yıllar, gizliden gizliye kanayan, görünmez bir yara gibi içimizde yer eden ağrılara merhem olabilir mi? İyileşebilir miyiz? Kimi dertler vardır ki, ömür boyu kurtulamayız…
Kapının ardından işittiğimiz şey kimi zaman yaşamımızı sonsuza dek değiştirebilir. Kapının Ardında'nın başkahramanı, Ferrara'da yaşayan ve 1929 ile 1930 yılları arasında lise birinci sınıfa giden bir öğrencidir. Beklenmedik bir kutuplaşma onu iki okul arkadaşıyla karşı karşıya getirmiştir: Biri “her konuda mükemmel”, son derece çalışkan, başarılı ve herkesin hayranlık duyduğu, gıpta ettiği Carlo Cattolica, öteki sinsice yolunu bulan, zavallı bir dalkavuk olan Luciano Pulga.
Strega, Viareggio ve Campiello ödüllü, ünlü antifaşist Yahudi yazar Giorgio Bassani'nin ünlü Ferrara romanları Altın Gözlük ve Finzi-Contini'lerin Bahçesi'nden sonra, Yelda Gürlek'in çevirdiği, İtalya'da 1964 yılında yayımlanan Kapının Ardında insan ruhu üzerine yine benzersiz bir roman... İtalya'da 1958 yılında yayımlanan Altın Gözlük Giuliano Montaldo tarafından, 1962 yılında yayımlanan Finzi-Contini'lerin Bahçesi Vittorio de Sica tarafından filme çekilmişti.
Tadımlık
“Uzak, ulaşılmaz yalnızlığına hapsolmuş şu çelimsiz çıplak sırtın önünde bu düşüncelere daldığım o ilk anda, içimden bir ses bana aniden Luciano Pulga gerçeklerle yüzleşmeyi kabul edecek olsa bile benim kabul etmeyeceğimi söylemeliydi. Ayrılığın ve nefretin doğuştan yazılmış bir kader olduğunu, ardına kadar açmayı düşündüğüm aynı kapının ardında bir kez daha saklandığımı anlamak bana zor geliyordu. Yapacak bir şey yoktu, ben bunu yapamazdım. Ne şimdi ne de başka bir zaman.”
Giorgio Bassani'nin doğumunun 100. yılında YKY'den yazarın yeni bir Ferrara romanı daha yayımlandı: “Kapının Ardında” ilk kez Türkçede...
Yıllar, gizliden gizliye kanayan, görünmez bir yara gibi içimizde yer eden ağrılara merhem olabilir mi? İyileşebilir miyiz? Kimi dertler vardır ki, ömür boyu kurtulamayız…
Kapının ardından işittiğimiz şey kimi zaman yaşamımızı sonsuza dek değiştirebilir. Kapının Ardında'nın başkahramanı, Ferrara'da yaşayan ve 1929 ile 1930 yılları arasında lise birinci sınıfa giden bir öğrencidir. Beklenmedik bir kutuplaşma onu iki okul arkadaşıyla karşı karşıya getirmiştir: Biri “her konuda mükemmel”, son derece çalışkan, başarılı ve herkesin hayranlık duyduğu, gıpta ettiği Carlo Cattolica, öteki sinsice yolunu bulan, zavallı bir dalkavuk olan Luciano Pulga.
Strega, Viareggio ve Campiello ödüllü, ünlü antifaşist Yahudi yazar Giorgio Bassani'nin ünlü Ferrara romanları Altın Gözlük ve Finzi-Contini'lerin Bahçesi'nden sonra, Yelda Gürlek'in çevirdiği, İtalya'da 1964 yılında yayımlanan Kapının Ardında insan ruhu üzerine yine benzersiz bir roman... İtalya'da 1958 yılında yayımlanan Altın Gözlük Giuliano Montaldo tarafından, 1962 yılında yayımlanan Finzi-Contini'lerin Bahçesi Vittorio de Sica tarafından filme çekilmişti.
Tadımlık
“Uzak, ulaşılmaz yalnızlığına hapsolmuş şu çelimsiz çıplak sırtın önünde bu düşüncelere daldığım o ilk anda, içimden bir ses bana aniden Luciano Pulga gerçeklerle yüzleşmeyi kabul edecek olsa bile benim kabul etmeyeceğimi söylemeliydi. Ayrılığın ve nefretin doğuştan yazılmış bir kader olduğunu, ardına kadar açmayı düşündüğüm aynı kapının ardında bir kez daha saklandığımı anlamak bana zor geliyordu. Yapacak bir şey yoktu, ben bunu yapamazdım. Ne şimdi ne de başka bir zaman.”