Takvimler, 9 Şubat 1919 Pazar sabahını gösterdiğinde Hadisat gazetesinde bir başmakale çıkar: “Kara Bir Gün”
Bir saat sonra da, işgal orduları karargahında Fransız General Franchet d'Esperey'in emri duyulur: Onları yakalayınız!.. Onları kurşuna diziniz!
Bu ölüm cezasına çarptırılanlar ve kırmızı bültenle aranılıp kurşuna dizilmesi istenenler Süleyman Nazif (1869-1927)'le sansür memuru Aziz Hüdâi Bey (1882-1950)'den başkası değildir! Mütareke'den sonra işgal ordusunun başkumandanı Franchet d'Esperey, Fatih'in ruhunu rencide edecek bir gösterişle beyaz bir at üzerinde İstanbul'a girerken, bu ihtişamı seyre koşan Rum ve Ermeni azınlığın yaptığı taşkınlıklar, sevinç gösterileri ve bu duruma Türkçe gazetelerin kayıtsızlığı Süleyman Nazif'e o günden sonra hep onun adıyla birlikte hatırlanacak olan “Kara Bir Gün” makalesini yazdırmıştır.
Bu ateşin makale, gazetenin 17 gün kapalı kalmasına, Aziz Hüdai Bey'in 11 gün Fransız sefarethanesinin mahzeninde alıkonulmasına ve ardından Bekirağa Bölüğü'ne ve nihayet İzmir'e sürgüne gönderilmesine neden olmuştur. Yakın tarihimizde ve işgal İstanbul'unda bir silkinme ve isyan hamlesi sağlayan bu hadiseyi, hapiste iken günü gününe defterine kaydeden Aziz Hüdai Bey, gazetelerde bu mesele hakkında yalan yanlış şeyler yazılması üzerine 12 yıl sonra Milliyet gazetesinde hatıralarını tefrika etmiştir.
Zamanla bir destana dönüşen “Kara Bir Gün”ü, İşgal günlerinin İstanbul'unu ve makalenin yazarı Süleyman Nazif'i bir de olayın kahramanı Aziz Hüdai Bey'den dinleyiniz!
Takvimler, 9 Şubat 1919 Pazar sabahını gösterdiğinde Hadisat gazetesinde bir başmakale çıkar: “Kara Bir Gün”
Bir saat sonra da, işgal orduları karargahında Fransız General Franchet d'Esperey'in emri duyulur: Onları yakalayınız!.. Onları kurşuna diziniz!
Bu ölüm cezasına çarptırılanlar ve kırmızı bültenle aranılıp kurşuna dizilmesi istenenler Süleyman Nazif (1869-1927)'le sansür memuru Aziz Hüdâi Bey (1882-1950)'den başkası değildir! Mütareke'den sonra işgal ordusunun başkumandanı Franchet d'Esperey, Fatih'in ruhunu rencide edecek bir gösterişle beyaz bir at üzerinde İstanbul'a girerken, bu ihtişamı seyre koşan Rum ve Ermeni azınlığın yaptığı taşkınlıklar, sevinç gösterileri ve bu duruma Türkçe gazetelerin kayıtsızlığı Süleyman Nazif'e o günden sonra hep onun adıyla birlikte hatırlanacak olan “Kara Bir Gün” makalesini yazdırmıştır.
Bu ateşin makale, gazetenin 17 gün kapalı kalmasına, Aziz Hüdai Bey'in 11 gün Fransız sefarethanesinin mahzeninde alıkonulmasına ve ardından Bekirağa Bölüğü'ne ve nihayet İzmir'e sürgüne gönderilmesine neden olmuştur. Yakın tarihimizde ve işgal İstanbul'unda bir silkinme ve isyan hamlesi sağlayan bu hadiseyi, hapiste iken günü gününe defterine kaydeden Aziz Hüdai Bey, gazetelerde bu mesele hakkında yalan yanlış şeyler yazılması üzerine 12 yıl sonra Milliyet gazetesinde hatıralarını tefrika etmiştir.
Zamanla bir destana dönüşen “Kara Bir Gün”ü, İşgal günlerinin İstanbul'unu ve makalenin yazarı Süleyman Nazif'i bir de olayın kahramanı Aziz Hüdai Bey'den dinleyiniz!