"Romanımdaki öykünün geçtiği yer olarak Anadolu köylerimizden (birini) seçmede bir düşüncem vardır ki, bu da köylülük, çiftçilik dünyasının yabancısıysanız size o dünyalar hakkında bir fikir vermiş olmaktır; anlattığım olayların geçtiği yerlerde halkın geçim yolları ve işleri-güçleri hakkında yeter derecede bilgi bulacak; dillerini de tanıyacaksınız. Olaylara kendi duygu ve düşüncelerini hiç bir şekilde katmamak, gerçek romancının asıl tutumu olduğu için öykü hep böyle yürütülmüştür; bulacağınız yargılar ve düşünceler hep olayları yaşayan kişilerin kendi mallarıdır; benimle hiç bir bağlantıları yoktur. Olayları yaşayan kişileri kendi düşündükleri gibi kendi dillerince söyletmek, bu konudaki kurallardan biri olduğundan, ben de karşılıklı konuşmaları öylece doğal akışıyla yazdım; böylece dilimize, edebiyatımıza küçük bir hizmette bulundum sanırım. Benim düşünceme göre, her yerdeki halkımızın dili incelenerek toplanmalıdır. Böylece dilimiz geliştirilebilir.
-Nabizade Nazım
"Romanımdaki öykünün geçtiği yer olarak Anadolu köylerimizden (birini) seçmede bir düşüncem vardır ki, bu da köylülük, çiftçilik dünyasının yabancısıysanız size o dünyalar hakkında bir fikir vermiş olmaktır; anlattığım olayların geçtiği yerlerde halkın geçim yolları ve işleri-güçleri hakkında yeter derecede bilgi bulacak; dillerini de tanıyacaksınız. Olaylara kendi duygu ve düşüncelerini hiç bir şekilde katmamak, gerçek romancının asıl tutumu olduğu için öykü hep böyle yürütülmüştür; bulacağınız yargılar ve düşünceler hep olayları yaşayan kişilerin kendi mallarıdır; benimle hiç bir bağlantıları yoktur. Olayları yaşayan kişileri kendi düşündükleri gibi kendi dillerince söyletmek, bu konudaki kurallardan biri olduğundan, ben de karşılıklı konuşmaları öylece doğal akışıyla yazdım; böylece dilimize, edebiyatımıza küçük bir hizmette bulundum sanırım. Benim düşünceme göre, her yerdeki halkımızın dili incelenerek toplanmalıdır. Böylece dilimiz geliştirilebilir.
-Nabizade Nazım