"Sedef kakma konsolun üzerindeki Çin malı dijital saat pazartesi sabahı tam 6'da kısa aralıklarla çalmaya başladığında, Dava Vekili İbrahim Nemrûd boğuntulu karabasanlarla delik deşik rahatsız bir uykudan çoktan uyanmış, yatakta gözleri kapalı olarak sırtüstü yatıyor, haftasonu uyuşukluğundan sıyrılmaya çabalayan dev metropolün huzursuz sabah gürültülerini dinliyordu." Bu satırlarla başlayan Karadelik Güncesi tanıdık ama yine de tedirgin edici sancılarla dolu bir dünyada uzun bir gezintiye çıkarıyor bizi. Bu serüvende Dava Vekili İbrahim Nemrûd'la birlikte avukatlardan tellaklara, dervişlerden bahçıvanlara, psikanalitlerden yarı deli bilimadamlarına birçok karakterle tanışıp herbirinin öyküsüne kulak misafiri oluyoruz ve giderek belki de dava vekilinin yazgısının bu kent aracılığıyla bütün insanlığın yazgısına dönüştüğü bir sona doğru kaçınılmazcasına sürükleniyoruz.
"Sedef kakma konsolun üzerindeki Çin malı dijital saat pazartesi sabahı tam 6'da kısa aralıklarla çalmaya başladığında, Dava Vekili İbrahim Nemrûd boğuntulu karabasanlarla delik deşik rahatsız bir uykudan çoktan uyanmış, yatakta gözleri kapalı olarak sırtüstü yatıyor, haftasonu uyuşukluğundan sıyrılmaya çabalayan dev metropolün huzursuz sabah gürültülerini dinliyordu." Bu satırlarla başlayan Karadelik Güncesi tanıdık ama yine de tedirgin edici sancılarla dolu bir dünyada uzun bir gezintiye çıkarıyor bizi. Bu serüvende Dava Vekili İbrahim Nemrûd'la birlikte avukatlardan tellaklara, dervişlerden bahçıvanlara, psikanalitlerden yarı deli bilimadamlarına birçok karakterle tanışıp herbirinin öyküsüne kulak misafiri oluyoruz ve giderek belki de dava vekilinin yazgısının bu kent aracılığıyla bütün insanlığın yazgısına dönüştüğü bir sona doğru kaçınılmazcasına sürükleniyoruz.