Şiirler de nehirler gibidir. Bazen dingin, uysal. Bazen de hırçın, yıkıcı. İnsan doğumdan ölüme koşarken büyür ve çiğken pişer olgunlaşır. Şiirler de bir nevi insan yaşamına benzer, zaman yolculuğunda olgunlaşır. Genç şair Mehmet Fidan'ın şiirleri erken olgunlaşan şiirlerden. Aşkı, sevgiyi ve yaşama öfkeyi barındırıyor. Bazen şehir vapurlarında yüze çarpan hoş esinti, bazen sert poyraz. Okudukça derinlere dalıyorsunuz. İçinizdeki özlemi, aşkı, sevgiyi ve isyanı avuçlarınıza dolduruyor.
Ve anlıyorum ki
Cellâdımın boynu büküktür
Seninki dik ve ukalâ bakışın
Ağzının kenarında yara
Kaygılı balığın kaygılı bedeni gibi
Kayganlaşıyor ve öptükçe bağışlıyordu
Çünkü yanılgı yaralananların işidir
Şiirler de nehirler gibidir. Bazen dingin, uysal. Bazen de hırçın, yıkıcı. İnsan doğumdan ölüme koşarken büyür ve çiğken pişer olgunlaşır. Şiirler de bir nevi insan yaşamına benzer, zaman yolculuğunda olgunlaşır. Genç şair Mehmet Fidan'ın şiirleri erken olgunlaşan şiirlerden. Aşkı, sevgiyi ve yaşama öfkeyi barındırıyor. Bazen şehir vapurlarında yüze çarpan hoş esinti, bazen sert poyraz. Okudukça derinlere dalıyorsunuz. İçinizdeki özlemi, aşkı, sevgiyi ve isyanı avuçlarınıza dolduruyor.
Ve anlıyorum ki
Cellâdımın boynu büküktür
Seninki dik ve ukalâ bakışın
Ağzının kenarında yara
Kaygılı balığın kaygılı bedeni gibi
Kayganlaşıyor ve öptükçe bağışlıyordu
Çünkü yanılgı yaralananların işidir