Karanlık Her Yeri Kaplamasın diye haykırmanın, bağırmanın bile yetmeyeceğini bilmek ne acı. Uygar ülkelerde hala halkın demokrasiye inancı var, ama bugün kendi ülkesinde halkın tümünün sesinin yansıtılmadığı bir parlamento gerçeği ve bu sistemin dışında baskın bir idarenin sadece bir kişide söz hakkının olduğu otoriter bir sistem anlayışının yansıtılmasını istemek, sanırım kitabımızın özündehaklılığımızı ortaya çıkarmaktadır. Karanlıkların en büyük düşmanı çağdaş düşüncedir, karanlık her zaman akıl ve bilimden korkmuştur, ama toplumu kendi dünyasına çekmesini her defasında becermiştir. Oysa bugün çağdaş düşünceyi savunan anlayış, karanlıkların kötülüklerinden bir türlü kurulamamıştır. Toplumun cahil kalarak, gerçekleri görmesini ve kendilerini sorgulamasını istemeyenlerin yaptıkları en büyük tehlike bu aslında. Ülkesini seven biri ya da birileri, halkının karanlıklarda kalmasını, yok olmasını istemez.Ama bugüne baktığımızda ne yazık ki bunun aksini görmek mümkün.
Karanlık Her Yeri Kaplamasın diye haykırmanın, bağırmanın bile yetmeyeceğini bilmek ne acı. Uygar ülkelerde hala halkın demokrasiye inancı var, ama bugün kendi ülkesinde halkın tümünün sesinin yansıtılmadığı bir parlamento gerçeği ve bu sistemin dışında baskın bir idarenin sadece bir kişide söz hakkının olduğu otoriter bir sistem anlayışının yansıtılmasını istemek, sanırım kitabımızın özündehaklılığımızı ortaya çıkarmaktadır. Karanlıkların en büyük düşmanı çağdaş düşüncedir, karanlık her zaman akıl ve bilimden korkmuştur, ama toplumu kendi dünyasına çekmesini her defasında becermiştir. Oysa bugün çağdaş düşünceyi savunan anlayış, karanlıkların kötülüklerinden bir türlü kurulamamıştır. Toplumun cahil kalarak, gerçekleri görmesini ve kendilerini sorgulamasını istemeyenlerin yaptıkları en büyük tehlike bu aslında. Ülkesini seven biri ya da birileri, halkının karanlıklarda kalmasını, yok olmasını istemez.Ama bugüne baktığımızda ne yazık ki bunun aksini görmek mümkün.