Kemâl'in Angelus Novus isimli bir şiiri var. Sanki, bakışlarını ayıramadığı bir dünyadan uzaklaşıp gitmek üzere olan bir çocuğu söylüyor: Gözleri lekeli mavi, rüyası karanlık, kanatları çelikten... Ölüm meleğini karşılamak isteyen çocuğun şarkısı da böyle olmalı belki, ışık toplayan ağaçlar gibi. Size dilsizliğin taşları suretinde görünenleri, o, tek-uzun bir rüyanın yaprakları olarak görür, hiç kimsenin kokusunu bilmediği harflerden yapılmış... Gidiyorum ey herkes/ diyene kadar çocuk, aşk için kıyameti çağırmak, atan her kalbin sesine yetişmek için fısıldar durur. Ama kulaklarındaki kelebek çığlıkları öyle şiddetli, sevgisizliğin sözcüleri öyle sağırdır ki, gömülür ilençle dünyanın kuytusuna... Ve usulca yukarda tanrı, yerde toprak silinirken, son bir şarkı duyulur ardından: yokluğumda, karanlıkta çiçeklere iyi bak!.. -C. Y.-
Kemâl'in Angelus Novus isimli bir şiiri var. Sanki, bakışlarını ayıramadığı bir dünyadan uzaklaşıp gitmek üzere olan bir çocuğu söylüyor: Gözleri lekeli mavi, rüyası karanlık, kanatları çelikten... Ölüm meleğini karşılamak isteyen çocuğun şarkısı da böyle olmalı belki, ışık toplayan ağaçlar gibi. Size dilsizliğin taşları suretinde görünenleri, o, tek-uzun bir rüyanın yaprakları olarak görür, hiç kimsenin kokusunu bilmediği harflerden yapılmış... Gidiyorum ey herkes/ diyene kadar çocuk, aşk için kıyameti çağırmak, atan her kalbin sesine yetişmek için fısıldar durur. Ama kulaklarındaki kelebek çığlıkları öyle şiddetli, sevgisizliğin sözcüleri öyle sağırdır ki, gömülür ilençle dünyanın kuytusuna... Ve usulca yukarda tanrı, yerde toprak silinirken, son bir şarkı duyulur ardından: yokluğumda, karanlıkta çiçeklere iyi bak!.. -C. Y.-