"İnsandaki karşılıklı yardımlaşma eğilimi o kadar uzak bir kökene sahiptir ve insan ırkının tüm evrimi ile o kadar iç içe geçmiştir ki tarihin değişik evrelerine rağmen insanoğlu tarafından bugüne dek korunmuştur. Esas itibariyle barış ve varlık dönemlerinde gelişmiştir ama insanın başına büyük felaketler geldiğinde bile - savaşların ülkeleri bütün olarak kuraklaştırdığı, halkların çoğunluğunun sefaletten kırıldığı ya da tiranlık boyunduruğu altında inlediği zamanlarda bile – aynı eğilim köylerde ve şehirlerdeki yoksul sınıflar arasında yaşamayı sürdürdü; onları her şeye rağmen ayakta tuttu ve uzun vadede onu duygusal bir saçmalık olarak kafasından çıkaran, yönetici, savaşçı ve yok edici azınlıklara karşı geldi. Ve insanoğlu yeni bir toplumsal örgütlenme çıkarmak zorunda kaldığı her yerde, gelişimin yeni bir evresine uyum sağladı ve yapıcı dehası, bu hep yaşayan eğilimden yeniden hareket etmek için, daima, yeni öğeler ve esinler çıkardı."
"İnsandaki karşılıklı yardımlaşma eğilimi o kadar uzak bir kökene sahiptir ve insan ırkının tüm evrimi ile o kadar iç içe geçmiştir ki tarihin değişik evrelerine rağmen insanoğlu tarafından bugüne dek korunmuştur. Esas itibariyle barış ve varlık dönemlerinde gelişmiştir ama insanın başına büyük felaketler geldiğinde bile - savaşların ülkeleri bütün olarak kuraklaştırdığı, halkların çoğunluğunun sefaletten kırıldığı ya da tiranlık boyunduruğu altında inlediği zamanlarda bile – aynı eğilim köylerde ve şehirlerdeki yoksul sınıflar arasında yaşamayı sürdürdü; onları her şeye rağmen ayakta tuttu ve uzun vadede onu duygusal bir saçmalık olarak kafasından çıkaran, yönetici, savaşçı ve yok edici azınlıklara karşı geldi. Ve insanoğlu yeni bir toplumsal örgütlenme çıkarmak zorunda kaldığı her yerde, gelişimin yeni bir evresine uyum sağladı ve yapıcı dehası, bu hep yaşayan eğilimden yeniden hareket etmek için, daima, yeni öğeler ve esinler çıkardı."