Bazen insan sorguluyor kendini. Özellikle, zamanın yavaşça ilerlediği gece vakitlerinde.
“Ben ne için geldim dünyaya? Sadece doğum ile ölüm arasını bir şekilde doldurup gitmek için mi?”
Yıllar önce Efes'e gidip antik şehri gezdiğimde, yüzyıllar öncesinden günümüze kalan eserleri düşündüm. Çoktan dünyadan göç edip giden insanların bugün de yeryüzünde anılmasını, hatırlanılmasını sağlayan eserlerdi bunlar. Sonra kendimi düşündüm. Ben acaba ne bırakacaktım dünyaya, kalıcı olan? Ya da bırakabilecek miydim?
Katre... Belki büyük bir denizi oluşturan damla, belki sadece küçük bir su birikintisinde kendine yer bulma çabasında bir damlacık... Yüreğimize damla damla düşen kitap ve yazma sevdasının satırlara dökülerek can bulduğu bir yer oldu bu kitap.
Bir katre ile başlayan bu sevdanın bir ummana dönüşmesi umuduyla...
Bazen insan sorguluyor kendini. Özellikle, zamanın yavaşça ilerlediği gece vakitlerinde.
“Ben ne için geldim dünyaya? Sadece doğum ile ölüm arasını bir şekilde doldurup gitmek için mi?”
Yıllar önce Efes'e gidip antik şehri gezdiğimde, yüzyıllar öncesinden günümüze kalan eserleri düşündüm. Çoktan dünyadan göç edip giden insanların bugün de yeryüzünde anılmasını, hatırlanılmasını sağlayan eserlerdi bunlar. Sonra kendimi düşündüm. Ben acaba ne bırakacaktım dünyaya, kalıcı olan? Ya da bırakabilecek miydim?
Katre... Belki büyük bir denizi oluşturan damla, belki sadece küçük bir su birikintisinde kendine yer bulma çabasında bir damlacık... Yüreğimize damla damla düşen kitap ve yazma sevdasının satırlara dökülerek can bulduğu bir yer oldu bu kitap.
Bir katre ile başlayan bu sevdanın bir ummana dönüşmesi umuduyla...