Bu kitap, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkoloji Bölümü'nde savunulmuş bir doktora tezinin tıpkıbasımıdır.
Geç dönemde yazı dili olmasına rağmen 15 ciltlik dev bir söz hazinesine sahip olan Kazak Türkçesi, bu yönüyle Türk lehçeleri arasında en güçlülerindendir.
Türkoloji'nin en ilgi çekici, en kendine özgü ve böyle olduğu kadar da en bakir konularından biri olan “Kazak Türkçesi Fonetiği”; yalnızca Türkiye'de değil, dünya çapında ilk kez bu eserde, tekrardan uzak iddia edici saptamalarla, arşiv belgelerine ve derlemelere dayandırılmak suretiyle ayrıntılı şekilde ele alınıyor.
Türkiye'deki Türkoloji çalışmalarının -Türk Dünyası konulu olsa bile- hemen hepsinin yanlış olarak Türkiye ve Türkiye Türkçesi eksenli yapıldığı bir ortamda, Türkiye Türkçesini eksen kabul etmeyen, Kazak Türkçesinin ses yapısını incelerken Genel Türk Dili'ni merkez alan bu çalışma, Türkoloji sahasında çığır açacak özgünlüğe sahip.
Çalışma, geneli bakımından Türkologlara ve araştırmacılara hitap ediyor olmakla birlikte, özellikle Kazak Türkçesinin maruz kaldığı siyasi saldırıları somut olarak gözler önüne seren “Kazak Türkçesinin Alfabe Serüveni” adlı bölüm, bütün okuyucuların ilgisini çekecek niteliktedir.
Kitabın sayfaları arasında dolaşırken yaşadığınız topraklardan binlerce kilometre uzakta, geldiğiniz topraklarda yalnız kalmış bir fidanın ne denli ihtişamlı bir çınara dönüştüğünü, bu çınarın Rus faşizminin bitmez tükenmez hücumlarına karşı nasıl direndiğini görecek, Türk doğduğunuz ve Türk Dili'nin çocuğu olduğunuz için bir kez daha gurur duyacaksınız…
Bu kitap, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkoloji Bölümü'nde savunulmuş bir doktora tezinin tıpkıbasımıdır.
Geç dönemde yazı dili olmasına rağmen 15 ciltlik dev bir söz hazinesine sahip olan Kazak Türkçesi, bu yönüyle Türk lehçeleri arasında en güçlülerindendir.
Türkoloji'nin en ilgi çekici, en kendine özgü ve böyle olduğu kadar da en bakir konularından biri olan “Kazak Türkçesi Fonetiği”; yalnızca Türkiye'de değil, dünya çapında ilk kez bu eserde, tekrardan uzak iddia edici saptamalarla, arşiv belgelerine ve derlemelere dayandırılmak suretiyle ayrıntılı şekilde ele alınıyor.
Türkiye'deki Türkoloji çalışmalarının -Türk Dünyası konulu olsa bile- hemen hepsinin yanlış olarak Türkiye ve Türkiye Türkçesi eksenli yapıldığı bir ortamda, Türkiye Türkçesini eksen kabul etmeyen, Kazak Türkçesinin ses yapısını incelerken Genel Türk Dili'ni merkez alan bu çalışma, Türkoloji sahasında çığır açacak özgünlüğe sahip.
Çalışma, geneli bakımından Türkologlara ve araştırmacılara hitap ediyor olmakla birlikte, özellikle Kazak Türkçesinin maruz kaldığı siyasi saldırıları somut olarak gözler önüne seren “Kazak Türkçesinin Alfabe Serüveni” adlı bölüm, bütün okuyucuların ilgisini çekecek niteliktedir.
Kitabın sayfaları arasında dolaşırken yaşadığınız topraklardan binlerce kilometre uzakta, geldiğiniz topraklarda yalnız kalmış bir fidanın ne denli ihtişamlı bir çınara dönüştüğünü, bu çınarın Rus faşizminin bitmez tükenmez hücumlarına karşı nasıl direndiğini görecek, Türk doğduğunuz ve Türk Dili'nin çocuğu olduğunuz için bir kez daha gurur duyacaksınız…