“Kafesteki Kalp” ve “Aynadaki Göz” adlı kitapların yazarı Kezban Şahin Taysun'dan yeni ve ödüllü öyküler
Kelebekten Sığınak, doğal kaynakları hızla azalmış, yaşam alanı beton tarlasına dönüşmüş günümüz insanının, bu değişime uyum sağlamaya çalışırken duvarlar arasında kalmış duyguları, yoksunlukları ve huzur arayışına tanıklık ediyor. İlişkilerdeki sığlıklar, zamanın çöplüğüne atılan seviler, yüreğe inen yumruklar, tozlu sayfalardaki aşklar ve bellekteki izler mercek altına alınıyor. Bunun yanı sıra çağdaşlığı özümseyememiş, zihni karanlık erkek egemen toplumda kadın olmanın zorlukları ve yaşanan acılar, emekçilerin yeraltında ve yerüstünde yaşadığı trajik olaylar, hak ve özgürlük ihlalleri ile geçmişteki değerler, doğa, barış ve erdemli insana özlem gibi sorun ve kavramlara dem vuruyor. Kitaba adını veren öyküde ise doğanın gizemli cankurtaranları ile tanıştırıyor okuru.
“…İşte tam da bu anda beklenmedik bir olay oldu. O kelebek sürüsü yeniden belirdi ve içinde olduğum çalının üzerine kondu. Sürü ansızın duvar örüp üzerimi örttü. Yaşadıklarıma inanamıyordum! Kelebekler sanki çığlığımı duyup koşup gelmişlerdi yanıma…”
“Kafesteki Kalp” ve “Aynadaki Göz” adlı kitapların yazarı Kezban Şahin Taysun'dan yeni ve ödüllü öyküler
Kelebekten Sığınak, doğal kaynakları hızla azalmış, yaşam alanı beton tarlasına dönüşmüş günümüz insanının, bu değişime uyum sağlamaya çalışırken duvarlar arasında kalmış duyguları, yoksunlukları ve huzur arayışına tanıklık ediyor. İlişkilerdeki sığlıklar, zamanın çöplüğüne atılan seviler, yüreğe inen yumruklar, tozlu sayfalardaki aşklar ve bellekteki izler mercek altına alınıyor. Bunun yanı sıra çağdaşlığı özümseyememiş, zihni karanlık erkek egemen toplumda kadın olmanın zorlukları ve yaşanan acılar, emekçilerin yeraltında ve yerüstünde yaşadığı trajik olaylar, hak ve özgürlük ihlalleri ile geçmişteki değerler, doğa, barış ve erdemli insana özlem gibi sorun ve kavramlara dem vuruyor. Kitaba adını veren öyküde ise doğanın gizemli cankurtaranları ile tanıştırıyor okuru.
“…İşte tam da bu anda beklenmedik bir olay oldu. O kelebek sürüsü yeniden belirdi ve içinde olduğum çalının üzerine kondu. Sürü ansızın duvar örüp üzerimi örttü. Yaşadıklarıma inanamıyordum! Kelebekler sanki çığlığımı duyup koşup gelmişlerdi yanıma…”