Kent Mimarisini Şiir Üzerinden Okumak 19. Yüzyılda İstanbul

Stok Kodu:
9786059712525
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
220
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786059712525
591935
Kent Mimarisini Şiir Üzerinden Okumak
Kent Mimarisini Şiir Üzerinden Okumak 19. Yüzyılda İstanbul
25.00

Şiir ve mimarlık; gösterdikleri dil, yapı, ritim, denge benzerliği ve evrensel boyutta getirdikleri düşünce iınkfuı.ları ile bir yandan kendi hakikatlerindeki karakteristiği yeniden kurarken, bir yandan da insana dünyayı yeniden kavratırlar. Mekanların şiir yoluyla betimlenmesi, mimarlığın da toplumsallığın da şiir diliyle inşa edilerek ve hep yeniden inşa edilerek var edildiğini göstermektedir. Kentin çeşitli göriintüleri ki mimari bunlardan biridir ve bu göriintülerin şiirdeki referansları, onun insan belleğindeki tarihsel kimliğini ve şehir algısını güçlendirir. Şairin fiziksel çevrede olup biteni nasıl gördüğü ve bunu şiirinde nasıl anlattığı önemlidir. Bir kentin atmosferini edebi metinler üzerinden anlamaya çalışmak, zamanın ruhunu genel olarak edebiyat&medeniyet&kültür özel olarak da şiir&şehir&tarih bağlamlarında değerlendirmekten geçer. Böylece şiir de farklı bir görme biçimiyle- içinde bulunduğu 'edebi eser' aralığından alınıp, 'kültür tarihine ait daimi bir veri' olarak türler arası niteliğiyle yorumlanır. Alanlararası entelektüel alışveriş ve aradaki eleştirel mesafenin düşüneeye dayalı sorgulatıcılığı, bilgi akışının çoğulluğundaki açıklık ve geçirgenliği dönüşümdeki yeniden yorumlanabilir olma niteliği üzerinden bütünsel bir perspektife doğru geliştirmektedir. Bu kitap; klasik şiirin kendi kurgusu ve özerkliği içerisinde 19. yüzyıl İstanbul'undaki mimari eserlerin hangi ipuçlanyla yer aldığını ve nasıl anlatıldığını anlamaya çalışırken, dönemin mimarlığı ile de ilişki kurmaktadır. Böylece kent de biryandan hakkındaki şiir metinleriyle estetik nitelik kazanmakta, diğeryandan da tarihsel olarak paylaşılan bir kültür ortamı olmaktadır. İstanbul'u göriinür kılan mimari eserlerin İstanbul ile ilgili şiirler üzerinden okunması, mimarlık tarihi ile şehir tarihini Divan şiirinin en özgün metinlerinden sayılabilecek tarih manzumeleri ile buluştıırmaktadır. Görsel kültür verisi olarak mimarinin (söylemsel olmayan alan) yanına yazılı kültür verisi olarak tarih manzumelerini (söylemsel alan) almak, görlinür olanla okunur olanı yan yana getirmektedir ki aralanndaki bağlantı her açıdan sorgulanmaya değerdir. Her ikisi de, içinde var olduklan zaman-toplumsallık-estetik bakımından kavranabilme geçişkenliğine salıiptir. Her ikisinin salıip olduğu imgeler ve anlamlar da hep yeniden üretilmeye açıktır. Bir kez dalıa vurgulamak gerekir ki, tüm sanat üriinleri gibi edebi eserler de mimari eserler de canlılığı her bakımdan devam eden aktif varlıklar olarak- tarihyazımına belirli doneler veren birer belge olma sıfatıyla kaynak niteliği taşırlar. Böyle bir bakış açısı, Osmanlı kültür tarihi okumalarına çoğul bir derinlik katar. Divan şiiri, kendi bağlaını içinden yan bağlarnlara açılahilen çoğul zenginliğiyle yeniden değerlendirildiğinde; temsil yönünün yanı sıra, sosyal hayatı nakleden tarafının da bağlamsal boyutta kendi zamanının üriinü olma özelliğinden geldiği göriilecektir. Nitelikli okur için bu şiirleri her okuma, bir yeniden okuma ve dolayısıyla işlenmiş bilgiyi her okumadaki 'öznel hatırlayış' da, sonsuz bir 'yeniden yaratma'imkanıdır.

Şiir ve mimarlık; gösterdikleri dil, yapı, ritim, denge benzerliği ve evrensel boyutta getirdikleri düşünce iınkfuı.ları ile bir yandan kendi hakikatlerindeki karakteristiği yeniden kurarken, bir yandan da insana dünyayı yeniden kavratırlar. Mekanların şiir yoluyla betimlenmesi, mimarlığın da toplumsallığın da şiir diliyle inşa edilerek ve hep yeniden inşa edilerek var edildiğini göstermektedir. Kentin çeşitli göriintüleri ki mimari bunlardan biridir ve bu göriintülerin şiirdeki referansları, onun insan belleğindeki tarihsel kimliğini ve şehir algısını güçlendirir. Şairin fiziksel çevrede olup biteni nasıl gördüğü ve bunu şiirinde nasıl anlattığı önemlidir. Bir kentin atmosferini edebi metinler üzerinden anlamaya çalışmak, zamanın ruhunu genel olarak edebiyat&medeniyet&kültür özel olarak da şiir&şehir&tarih bağlamlarında değerlendirmekten geçer. Böylece şiir de farklı bir görme biçimiyle- içinde bulunduğu 'edebi eser' aralığından alınıp, 'kültür tarihine ait daimi bir veri' olarak türler arası niteliğiyle yorumlanır. Alanlararası entelektüel alışveriş ve aradaki eleştirel mesafenin düşüneeye dayalı sorgulatıcılığı, bilgi akışının çoğulluğundaki açıklık ve geçirgenliği dönüşümdeki yeniden yorumlanabilir olma niteliği üzerinden bütünsel bir perspektife doğru geliştirmektedir. Bu kitap; klasik şiirin kendi kurgusu ve özerkliği içerisinde 19. yüzyıl İstanbul'undaki mimari eserlerin hangi ipuçlanyla yer aldığını ve nasıl anlatıldığını anlamaya çalışırken, dönemin mimarlığı ile de ilişki kurmaktadır. Böylece kent de biryandan hakkındaki şiir metinleriyle estetik nitelik kazanmakta, diğeryandan da tarihsel olarak paylaşılan bir kültür ortamı olmaktadır. İstanbul'u göriinür kılan mimari eserlerin İstanbul ile ilgili şiirler üzerinden okunması, mimarlık tarihi ile şehir tarihini Divan şiirinin en özgün metinlerinden sayılabilecek tarih manzumeleri ile buluştıırmaktadır. Görsel kültür verisi olarak mimarinin (söylemsel olmayan alan) yanına yazılı kültür verisi olarak tarih manzumelerini (söylemsel alan) almak, görlinür olanla okunur olanı yan yana getirmektedir ki aralanndaki bağlantı her açıdan sorgulanmaya değerdir. Her ikisi de, içinde var olduklan zaman-toplumsallık-estetik bakımından kavranabilme geçişkenliğine salıiptir. Her ikisinin salıip olduğu imgeler ve anlamlar da hep yeniden üretilmeye açıktır. Bir kez dalıa vurgulamak gerekir ki, tüm sanat üriinleri gibi edebi eserler de mimari eserler de canlılığı her bakımdan devam eden aktif varlıklar olarak- tarihyazımına belirli doneler veren birer belge olma sıfatıyla kaynak niteliği taşırlar. Böyle bir bakış açısı, Osmanlı kültür tarihi okumalarına çoğul bir derinlik katar. Divan şiiri, kendi bağlaını içinden yan bağlarnlara açılahilen çoğul zenginliğiyle yeniden değerlendirildiğinde; temsil yönünün yanı sıra, sosyal hayatı nakleden tarafının da bağlamsal boyutta kendi zamanının üriinü olma özelliğinden geldiği göriilecektir. Nitelikli okur için bu şiirleri her okuma, bir yeniden okuma ve dolayısıyla işlenmiş bilgiyi her okumadaki 'öznel hatırlayış' da, sonsuz bir 'yeniden yaratma'imkanıdır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat