Üsame b. Zeyd (r.a.)'den rivayete göre: Bir gece bir ihtiyacım için Peygamber (s.a.v)'in kapısını çalmıştım. Peygamber (s.a.v) ne olduğunu bilmediğim bir şeye sarılmış durumda karşıma çıktı. Dedim ki: Bu sarıldığın şey nedir, ey Allah'ın Rasûlü!? O örtüyü açıverince birde ne göreyim.? Hasan ve Hüseyin değil miymiş! Allah'ın selamı onların soyuna olsun. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:“Bunlar benim oğullarım ve kızımın oğullarıdır. Allah'ım ben onları seviyorum, sende onları sev, onları sevenleri de sev.”(Buhari, Menakib: 27)
Üsame b. Zeyd (r.a.)'den rivayete göre: Bir gece bir ihtiyacım için Peygamber (s.a.v)'in kapısını çalmıştım. Peygamber (s.a.v) ne olduğunu bilmediğim bir şeye sarılmış durumda karşıma çıktı. Dedim ki: Bu sarıldığın şey nedir, ey Allah'ın Rasûlü!? O örtüyü açıverince birde ne göreyim.? Hasan ve Hüseyin değil miymiş! Allah'ın selamı onların soyuna olsun. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:“Bunlar benim oğullarım ve kızımın oğullarıdır. Allah'ım ben onları seviyorum, sende onları sev, onları sevenleri de sev.”(Buhari, Menakib: 27)