Kimbilir?

Stok Kodu:
9789753421737
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2014-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789753421737
535650
Kimbilir?
Kimbilir?
16.00

"Kimbilir?", Engin Geçtan'ın psikiyatri alanında kırk yıldır sürdürmekte olduğu çalışmaların bu aşamasında, psikiyatriye, ülkemiz insanına ve bugün kaosun kenarında yaşanan süreçlere bakışını dile getiriyor. Bir bakıma, yazarın geçmişte yazdığı "İnsan Olmak" ve "Varoluş ve Psikiyatri" adlı kitapların çağımızı yansıtan bir devamı olarak da nitelendirilebilir. "Klasik psikanalizin temel amacı, Kişinin içgüdüsel istekleri toplumsal bir varlık olarak kendisinden beklenilenler arasında bir uzlaşma yaratmaya çalışmaktı. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında toplumların da ‘hastalanabileceği' fark edildiğinde, ‘normalliğin bir süreç olarak tanımlandığı, daha esnek bir orta yol bulundu. Ve zaten ardından, olmakta olanlara olmaması gerekir demenin pek anlam taşımadığı bir çağa girildi. Biçimsel olarak şöyle ya da böyle yaşanması gerektiği tarzında modellerin geçerliliğini yitirmekte olduğu bir düyada, ortak bir niteliğimiz bizi herşeye rağmen kaosun kenarında tutabiliyor: Binlerce yıldır süren toplumsallaşma süreçlerinin sonucu edindiğimiz ve sağduyu adını verdiğimiz sezgisel gücün genetik kodlarımıza işlenmiş olması."

"Kimbilir?", Engin Geçtan'ın psikiyatri alanında kırk yıldır sürdürmekte olduğu çalışmaların bu aşamasında, psikiyatriye, ülkemiz insanına ve bugün kaosun kenarında yaşanan süreçlere bakışını dile getiriyor. Bir bakıma, yazarın geçmişte yazdığı "İnsan Olmak" ve "Varoluş ve Psikiyatri" adlı kitapların çağımızı yansıtan bir devamı olarak da nitelendirilebilir. "Klasik psikanalizin temel amacı, Kişinin içgüdüsel istekleri toplumsal bir varlık olarak kendisinden beklenilenler arasında bir uzlaşma yaratmaya çalışmaktı. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında toplumların da ‘hastalanabileceği' fark edildiğinde, ‘normalliğin bir süreç olarak tanımlandığı, daha esnek bir orta yol bulundu. Ve zaten ardından, olmakta olanlara olmaması gerekir demenin pek anlam taşımadığı bir çağa girildi. Biçimsel olarak şöyle ya da böyle yaşanması gerektiği tarzında modellerin geçerliliğini yitirmekte olduğu bir düyada, ortak bir niteliğimiz bizi herşeye rağmen kaosun kenarında tutabiliyor: Binlerce yıldır süren toplumsallaşma süreçlerinin sonucu edindiğimiz ve sağduyu adını verdiğimiz sezgisel gücün genetik kodlarımıza işlenmiş olması."

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat