Kimliksiz Gemiden Mektuplar

Stok Kodu:
9786058636828
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9786058636828
454020
Kimliksiz Gemiden Mektuplar
Kimliksiz Gemiden Mektuplar
10.00

Zamanı geri çevirebilir misiniz ? Tabii ki hayır... Peki bundan sonrası sizin istediğiniz gibi akar mı ? Asla... Kendimizi kandırmayalım. Bazılarımızın ipleri, geçmiş hatalarının elinde. Dizginlerimizi sıkıca tutmuş, doludizgin pişmanlığa koşturuyorlar ömrümüzü. Peki ya aşkın verdiği acı?

Aşkın acısı daima şairin yüreğinde kurar evini. Şair bundan şikayet eder mi, sorulmaz. Çünkü aşk bir boyuttur herkes geçemez. Sadakat bir hünerdir, herkes kuşanamaz.

Benim yersiz yurtsuz yüreğimi ise hiç sormayın dostlarım. An olur gerçeğin elinden kaçıp bir nefeslik masallara yürürüm; an olur gerçekler canıma okurken masallar gelip tutar elimden. Bağışlayın beni, ben bir türlü buralı olamadım. Yaşım kaç, yerim neresi olursa olsun, daima eğreti kaldığım bu dünyada, yazarak avutuyorum kalbimi ve oyalıyorum kendimi. Vakit geçmiyor kendimi düşününce. Fakat vakit yetmiyor sevdiklerimi düşününce. Ölüme koşar adım giderken ömrümüz, bırakabileceğimiz tek mirastır satırlarımız. Dünyaya sesini bırakıp gitmek gibidir yazmak. Sesimizi bağışlarız hayata, kağıttan başka herkese susarak... Herkese, fakat her şeye değil. Haksızlığa asla ! Kimseye akıl vermek değil derdimiz. İş ki, hikayemiz okuyana ibret-i alem olmasa da, dudağında bir minik tebessüm olsun. Anımsamalarda yaşar insan yalnızca. Bir de bıraktığı kalem tozunda... Yine geldik son söze…

Aşk bir mevsimse eğer, sevgili de onun değişmeyen kokusudur. Yüzünü yağmura dönmüş bir mevsimin, kokusu toprak olan sevgilim, bu sözüm sanadır. Bil ki bendeki neş'e, acının verdiği sarhoşluktur. Ve biz, yüreklerimiz toprağa ait olsa da, gökyüzüne çeviririz başımızı daima. Zira neyi var şairin gökyüzünden başka. Tek serveti, tek mülkü, daimi sırdaşı ve uslanmaz aşığı…

Ah ayrılığı gözlerinden öpenler. Gözlerinizden öpen, ayrılığın ta kendisi değil mi ? Geldik, gidiyoruz… Sakın unutmayın, şiir olup yüreğinize düşenleri...

Zamanı geri çevirebilir misiniz ? Tabii ki hayır... Peki bundan sonrası sizin istediğiniz gibi akar mı ? Asla... Kendimizi kandırmayalım. Bazılarımızın ipleri, geçmiş hatalarının elinde. Dizginlerimizi sıkıca tutmuş, doludizgin pişmanlığa koşturuyorlar ömrümüzü. Peki ya aşkın verdiği acı?

Aşkın acısı daima şairin yüreğinde kurar evini. Şair bundan şikayet eder mi, sorulmaz. Çünkü aşk bir boyuttur herkes geçemez. Sadakat bir hünerdir, herkes kuşanamaz.

Benim yersiz yurtsuz yüreğimi ise hiç sormayın dostlarım. An olur gerçeğin elinden kaçıp bir nefeslik masallara yürürüm; an olur gerçekler canıma okurken masallar gelip tutar elimden. Bağışlayın beni, ben bir türlü buralı olamadım. Yaşım kaç, yerim neresi olursa olsun, daima eğreti kaldığım bu dünyada, yazarak avutuyorum kalbimi ve oyalıyorum kendimi. Vakit geçmiyor kendimi düşününce. Fakat vakit yetmiyor sevdiklerimi düşününce. Ölüme koşar adım giderken ömrümüz, bırakabileceğimiz tek mirastır satırlarımız. Dünyaya sesini bırakıp gitmek gibidir yazmak. Sesimizi bağışlarız hayata, kağıttan başka herkese susarak... Herkese, fakat her şeye değil. Haksızlığa asla ! Kimseye akıl vermek değil derdimiz. İş ki, hikayemiz okuyana ibret-i alem olmasa da, dudağında bir minik tebessüm olsun. Anımsamalarda yaşar insan yalnızca. Bir de bıraktığı kalem tozunda... Yine geldik son söze…

Aşk bir mevsimse eğer, sevgili de onun değişmeyen kokusudur. Yüzünü yağmura dönmüş bir mevsimin, kokusu toprak olan sevgilim, bu sözüm sanadır. Bil ki bendeki neş'e, acının verdiği sarhoşluktur. Ve biz, yüreklerimiz toprağa ait olsa da, gökyüzüne çeviririz başımızı daima. Zira neyi var şairin gökyüzünden başka. Tek serveti, tek mülkü, daimi sırdaşı ve uslanmaz aşığı…

Ah ayrılığı gözlerinden öpenler. Gözlerinizden öpen, ayrılığın ta kendisi değil mi ? Geldik, gidiyoruz… Sakın unutmayın, şiir olup yüreğinize düşenleri...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat