“...Alttan almadım, benim de biriktirdiklerim vardı.
Bana bak, annen çekip gittiğinde, baban seni alıp yanıma geldi. Annesi olmayan çocuğun babası olur mu? Ben sadece halaydım. Hala! Nerden bileyim sünnetçininiyi olup olmadığını? Eli iyi demişlerdi. Dursana, nereye gidiyorsun? Hep böyle yapıyorsun, sen kus, içini dök. Ben?
Kapıyı küt diye çarpıp çıkarken ne deliliğimi bıraktı, ne evde kalmışlığımı...”
Sırlarınızı iç rahatlığıyla Ayten Kaya Görgün'e emanet edebilirsiniz. O, sırrınızı alır, itinayla bir hikâyeye dönüştürür.
Kısa ve vurucu.
Bu öfkeli, hüzünlü, komik, kindar, tedirgin veya çaresiz insanların hikâyelerinde kendinize dair bir şeyler mi var?Yoksa siz de mi ona bir sırrınızı verdiniz?
“...Alttan almadım, benim de biriktirdiklerim vardı.
Bana bak, annen çekip gittiğinde, baban seni alıp yanıma geldi. Annesi olmayan çocuğun babası olur mu? Ben sadece halaydım. Hala! Nerden bileyim sünnetçininiyi olup olmadığını? Eli iyi demişlerdi. Dursana, nereye gidiyorsun? Hep böyle yapıyorsun, sen kus, içini dök. Ben?
Kapıyı küt diye çarpıp çıkarken ne deliliğimi bıraktı, ne evde kalmışlığımı...”
Sırlarınızı iç rahatlığıyla Ayten Kaya Görgün'e emanet edebilirsiniz. O, sırrınızı alır, itinayla bir hikâyeye dönüştürür.
Kısa ve vurucu.
Bu öfkeli, hüzünlü, komik, kindar, tedirgin veya çaresiz insanların hikâyelerinde kendinize dair bir şeyler mi var?Yoksa siz de mi ona bir sırrınızı verdiniz?