Reyhan, babasının iflas etmesi üzerine, ailesiyle birlikte başkente taşınmak ve çok sevdiği ninesinden ayrılmak zorunda kalır. Ninesi ona, kendi diktiği kırkyama işi bir mendil verir. Bu mendil Reyhan'a her zaman ninesini hatırlatmaktadır.
Reyhan, yeni okulunda bir kızla arkadaş olur. Reyhan'ın sınıf arkadaşlarıyla olan dostluk macerası ve alacaklıların babasının peşinden koşması, romanın ana konusunu oluşturur.
Sonunda Reyhan, ninesini tekrar görmeyi başarır, ancak…
Benim Mihri'yle dostluğum el işi dersi ödevini okula getirmemiz gerektiği gün başlıyor. İzedi Hanım diyor ki: “Ödevler masanın üzerine!”
Ben güvercin kanadı ve yer elmasıyla bir kuş yapmışım, Durna mukavvadan bir ev yapmış ama Mihri'nin önünde bir şey yok.
İzedi Hanım tek tek el işi ödevlerimize bakıyor ve not veriyor. Mihri'nin beti benzi uçmuş. Habire çantasının içinde bir şeyler arıyor. Göz ucuyla onu süzüyorum. Gözleri yaşla dolmuş. Şüphesiz “Yemin ederim öğretmenim el işi ödevim kaybolmuş.” demek istiyor. O, çantasını bu şekilde didik didik ederken bir an göz göze geliyoruz. Kalbim onun için çarpıyor, aklıma bir fikir geliyor. Elimi cebime sokuyorum, ninemin kırkyama işi mendilini çıkarıyorum. Sıranın üzerinde Mihri'nin önüne koyuyorum. Mihri hayretle bana bakıyor.
Reyhan, babasının iflas etmesi üzerine, ailesiyle birlikte başkente taşınmak ve çok sevdiği ninesinden ayrılmak zorunda kalır. Ninesi ona, kendi diktiği kırkyama işi bir mendil verir. Bu mendil Reyhan'a her zaman ninesini hatırlatmaktadır.
Reyhan, yeni okulunda bir kızla arkadaş olur. Reyhan'ın sınıf arkadaşlarıyla olan dostluk macerası ve alacaklıların babasının peşinden koşması, romanın ana konusunu oluşturur.
Sonunda Reyhan, ninesini tekrar görmeyi başarır, ancak…
Benim Mihri'yle dostluğum el işi dersi ödevini okula getirmemiz gerektiği gün başlıyor. İzedi Hanım diyor ki: “Ödevler masanın üzerine!”
Ben güvercin kanadı ve yer elmasıyla bir kuş yapmışım, Durna mukavvadan bir ev yapmış ama Mihri'nin önünde bir şey yok.
İzedi Hanım tek tek el işi ödevlerimize bakıyor ve not veriyor. Mihri'nin beti benzi uçmuş. Habire çantasının içinde bir şeyler arıyor. Göz ucuyla onu süzüyorum. Gözleri yaşla dolmuş. Şüphesiz “Yemin ederim öğretmenim el işi ödevim kaybolmuş.” demek istiyor. O, çantasını bu şekilde didik didik ederken bir an göz göze geliyoruz. Kalbim onun için çarpıyor, aklıma bir fikir geliyor. Elimi cebime sokuyorum, ninemin kırkyama işi mendilini çıkarıyorum. Sıranın üzerinde Mihri'nin önüne koyuyorum. Mihri hayretle bana bakıyor.