Her şey "aynı" hâle gelirken ve de her şey bir "amaç" için yapılırken, okur da gelir bu oyuna. Çevirip bakar kitabın arkasına... İster ki bir "neden" bulsun okuması için ve okursa ne olacağına dair bir de sonuç... Birbirimize de yapar olduk bunu. Önce kapağına, sonra da arkasına bakıyoruz bir diğerinin. Ve bir "karar" veriyoruz. Sanıyoruz ki; başka bir yerlerimizin boşluğunu "ne" ile dolduracağımızı en iyi aklımız bilir. Sanıyoruz ki; "bilmek"tir şeylerin önü ve sonu... Ben size söyleyeyim: Bu kitabı okumanız için akla dâir bir "neden" yok! Üstelik bu kitabın başı ve sonu da yok. Neresinde istenirse orasından okunabilir. Üstelik kitaplığa da pek uygun değil. Hangi rafa koyacaksınız ki? Evde bir yerlerde durmalı, hatta çıplak ayaklarıyla gezmeli, yatak odasına falan gelmeli geceleri... -Cem Mumcu-
Her şey "aynı" hâle gelirken ve de her şey bir "amaç" için yapılırken, okur da gelir bu oyuna. Çevirip bakar kitabın arkasına... İster ki bir "neden" bulsun okuması için ve okursa ne olacağına dair bir de sonuç... Birbirimize de yapar olduk bunu. Önce kapağına, sonra da arkasına bakıyoruz bir diğerinin. Ve bir "karar" veriyoruz. Sanıyoruz ki; başka bir yerlerimizin boşluğunu "ne" ile dolduracağımızı en iyi aklımız bilir. Sanıyoruz ki; "bilmek"tir şeylerin önü ve sonu... Ben size söyleyeyim: Bu kitabı okumanız için akla dâir bir "neden" yok! Üstelik bu kitabın başı ve sonu da yok. Neresinde istenirse orasından okunabilir. Üstelik kitaplığa da pek uygun değil. Hangi rafa koyacaksınız ki? Evde bir yerlerde durmalı, hatta çıplak ayaklarıyla gezmeli, yatak odasına falan gelmeli geceleri... -Cem Mumcu-